Gönderi

128 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 28 hours
Entelektüelin kelime anlamı TDK’ye göre: Anlama ve fikir sorunlarıyla ilgili. Aydın. Latince intellectus(anlamak) kökünden gelir, Türkçeye Fransızcadan geçmiştir. Birçok tanımından bir diğeri ise: "Bütün düşünceleri ve ürettiği verilerde hiçbir ırk (etnisite)/grup veya tam doğru deyimle insan topluluğu kategorisi çıkarları doğrultusunda duruşu olmayan" Peki Edward Said bize bu kitapta ne anlatmaktadır, nereye varmak istemektedir? Kitap, Said’in 1993’teki Reith Konferanslarındaki konuşmalarından derlenmiştir. Entelektüel kimdir, kimlere göre kimdir? Entelektüel bizimle midir, yoksa fildişi kulesinde midir? Entelektüel muhalif midir, yoksa bu durum değişkenlik gösterir mi? Entelektüel bireyci midir, yoksa kolektif bir ilerleyişin öncüsü müdür? İktidarın eteklerinde yaşayanlar, entelektüelliklerini kaybeder mi? Entelektüel halka yol gösterir mi ya da böyle bir görevi var mı? Said, bu ve daha birçok soruyu cevaplar, ama bunu tek başına yapmaz. Birçok yazar, düşünür ve filozofun düşünceleri ışığında ilerler (
Ivan Turgenyev
Ivan Turgenyev
’den
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
’a,
Virginia Woolf
Virginia Woolf
’tan
Antonio Gramsci
Antonio Gramsci
’ye). Ancak bu soruların cevaplarını bu yazının içine yerleştirmek ve buna da inceleme demek pek mantıklı olmaz. Çünkü bunların cevaplarını okur, bizzat okuyarak öğrenmeli diye düşünmekteyim. Zaman içerisinde münevver, bugün ise daha çok kullandığımız “aydın” sıfatı entelektüeli karşılamaktadır veya bu anlamda kullanılıyor diyelim. Kendimce aydına yüklediğim misyonu kitapta da görmek güzel oldu; entelektüel, muhalif olmalı. Burada muhalif olmanın entelektüel olmanın bir ön koşulu olduğu sonucunu çıkarmamak gerek. Tarih akışı içinde münevver, aydın ya entelektüelin duruşu, pozisyonu ve ona yüklenen misyon gereği muhalif olması gerektiğidir. Yine belirtmek gerekir ki muhalefet için muhalif olmak ya da gündelik siyasete indirgeyip aydını basitleştirmek değil niyetimiz. İdeal bir iktidarın ortaya çıkması mümkün değildir, o halde onu sorgulayacak ve ayrımları sağlayacak olan da entelektüeldir. Adalet, özgürlük, demokrasi, eşitlik ile sorunlar dün vardı, bugün var, yarın var olmaya devam edecek. O halde entelektüelin pozisyonu bellidir. Entelektüel, yerel bir savaşın parçası değil, evrensel savaşımın bir neferidir. Entelektüel laik olmak zorundadır. Herhangi bir dinin temsilcisi olmamalı, biraz daha genişletirsek şoven bir milliyetçi ya da çıkarcı bir popülist olmamalıdır. Kutsalı yadsır, cinsiyetçiliği, ırkçılığı yerer. İktidarlarla mesafesini her zaman korumalıdır. Entelektüelin herhangi biri ya da birilerinin emrinde çalışmaması gerektiği fikrini pek gerçekçi bulmaz Said. Sanayi toplumunda bunun mümkün olamayacağını vurgular. Ancak bu demek değildir ki düşünceler kiralanabilir. Maalesef günümüzde entelektüel ya da aydın dediklerimizin kalemleri satın alınabiliyor, düşünceleri dahil. Büyük şirketlere ya da siyasilere danışmanlık yapabiliyorlar rahatlıkla. Hatta ticari kaygılarla yayınevlerinin kölesi olabiliyorlar. Entelektüel siyasetin dışında kalamaz, siyasetin bizzat içinde olmalı. Ancak buradaki tehlike, siyasi tarafgirliğin içine hapsolup birer şarlatana dönüşmedir. Bunun olmaması için entelektüel: Kamu için ve o kamu adına bir mesajı, görüşü, tavrı, felsefeyi ya da kanıyı temsil etme, cisimleştirme, ifade etme yetisine sahip olan birey olmalıdır. Kısaca hakikati anlatmalıdır. Kitapta bahsi geçen bir diğer kavram uzmanlaşma, ki bu sadece entelektüel için değil hepimiz için geçerlidir. Uzmanlaşma bir sınırlılık doğurur. Birey, eğitim sistemi içerisinde ne kadar yukarı çıkarsa çıksın o kadar dar bir bilgi alanı ile sınırlanır. Uzmanlık tembelliktir, zira alanınıza göre sizden istenenleri yapar duruma gelirsiniz. Bu yüzden kendi alanlarımızla sınırlı kalmamalıyız. Bu tür düşünce yazarlarında en sevdiğim özellik; söylediklerinin mutlak doğru olmadığını hissettirerek söylemeleridir. Said de onlardan biri gibi duruyor şimdilik. Her ne kadar kitap boyunca makul entelektüel tanımına en çok ben uyuyorum, o halde entelektüel benim demese de doğru tanım içerisinde kendisinin de yer aldığını hissettirmiş. Bunun doğru olup olmadığını anlamak için diğer kitaplarını okumak gerek. Birçok yazar ve kitaba atıfta bulunduğu için kaynak okuma adına güzel bir liste çıkarılabilir. Kitap ismi kavramın en geniş haliyle kullanılmış, önüne ve arkasına bir sınırlılık getirilmemiş, sadece entelektüel. Bu yüzden kavramın uzun bir serüvenine tanık olmayı bekliyordum ama genel olarak 19 ve 20. yüzyıl ile sınırlandırılmış. Bir kitaba kolay kolay kısa demem ama bu kitap biraz daha uzun olabilirdi. Dili sade, kolay okunuyor ve akıcı. İyi okumalar.
Entelektüel
EntelektüelEdward Said · Ayrıntı Yayınları · 2011933 okunma
··
1,471 views
Özge Demirci okurunun profil resmi
Harika bir inceleme, kaleminize sağlık.
Thoth okurunun profil resmi
Teşekkür ederim :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.