İşte size Rusya’nın eksi bilmem kaç derece dondurucu soğuklarını iliklerinize kadar hissedeceğiniz bir hikaye Şimdi çoğumuz dizimizde battaniye elimizde bir fincan sıcak çay dışarıda yağan karı izliyoruz. Üstelik 2-3 cm kar yağmasına rağmen okullarımız da tatil. Oh mis. (Bu arada online devam) Millet soğuk ülkelerde -60 derece karda neler yapıyor diye düşünmeden edemiyor insan . Neyse benzer hava koşullarından dolayı kitaptan çok etkilenmiş olmalıyım ki çok konuştum Geçiyorum esas konuya. Hayal ettiği zenginliğe ulaşmak için karlı fırtınalı bir günde uşağı ile birlikte koruya ulaşmak için yola çıkan bir efendi ile uşağının yolculuğunu kaleme almış yazar. Gözünü Rakiplerinden önce koruya ulaşıp satın alma hırsı bürüyen tüccar Vasili Andreyiç eşinin, uşağının ve köylülerin ısrarlarına rağmen yolundan asla dönmez. Ve burada hırsın, açgözlülüğün ve tutkuların insanlara neler yaşattığını çok çarpıcı bir şekilde göz önüne sermiş Tolstoy. Son anda aklı başına gelen Vasilinin ibretlik hikayesini ve yalnızca insanın başkasının acılarını duyarsa insan olabileceğini okuyoruz kitapta. Sizlerin de seveceğini düşünüyorum “ yaşanmış, alışıldık şeyleri bırakıp gitmek kolay mı? Ancak elden ne gelir ki, yenilerini alışmak lazım.“ “Ya günahlarım? Diye düşündü Nikita. Malum hepsi günah ama onları üzerime ben mi gönderdim? Görünen o ki beni tanrı yarattı. Tabii Günahları da. Kaçacak yer mi var?”

Efendi İle UşağıLev Tolstoy · Koridor Yayınları · 20208bin okunma

·

13 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.