Hikayelerimde sürekli gördüğünüz, hayranlığımı her fırsatta dile getirdiğim Sandman serisini maraton şeklinde 
fyz ile tekrar okumaya başladık ve ilk cilt bitti bile. Bu vesileyle de daha önce profilimde yorumu olmayan ciltlerin de yorumunu paylaşma şansım oldu. Öncelikle konusundan bahsediyorum hemen çünkü nedir bu Sandman, kimdir neyin nesidir de bu adam bu kadar çok paylaşıp üstünde duruyor demiş olabilirsiniz. Sandman 7 ölümsüz varlık olan Sonsuzlardan biri. Kendisi Düşler Lordu yani Dream. Diğer isimlerinden biri aynı zamanda Morpheus. Birçok farklı çağda birçok farklı isimle tanındı. Ama biz onu genel anlamda Rüya olarak biliyoruz çünkü rüyaların hükümdarı. Gelelim ilk cildin konusuna. Bu ciltte Birinci Dünya Savaşı dönemlerinden bir tarikat Dream'in ablası olan Death yani Sonsuzlardan bir diğeri olan Ölüm'ü esir almak için bir ayin düzenler ve bunun sonucunda Ölüm yerine Rüya esir alınır. 70 yıl süren esaretin ardından kurtulan Rüya, esir alındığı sırada kendisinde olan üç adet güçlü eşyasını geri almak için bir arayışa başlar. Bu arayış onu dünyada birçok yere ve hatta Cehennem'de bir iblisle kapışmaya kadar götürür. İlk cildimizin konusu bu doğrultuda gelişiyor. İçerdiği Shakespearevari müthiş şiirsel dil ve bu dile ve konuya uygun muazzam çizimleri ile hayranlık uyandırıcı bir seriye başlamış oluyoruz. Daha ilk ciltten itibaren üst düzey kalitesini gösteren seri, kesinlikle yetişkin okurlar için uygun bir seri onu da belirtmeden geçmeyelim. Ayrıca A Midsummer Nights Dream öyküsü ile Dünya Fantastik Edebiyatı Ödülünü almış ve bu alanda ödül alan ilk, daha sonra başka bir çizgi roman alamasın diye kural değiştirildiği için tek çizgi roman olmuştur.
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.