Gönderi

160 syf.
·
Puan vermedi
Baskının Karasularında Bilgesel imgeler
Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı'nda baskı, bir dış etken, insan eliyle oluşturulduğunda ne denli bilinse de bir tür kıran gibi ortaya çıkar.. İnsan içerikleri, toplumdan topluma, dönemden döneme, çağdan çağa değişebiliyor. Bunların taşıdığı değerin saltık değil göreli olduğu, 'Ada' ve 'Tepe' öykülerinden oluşan Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı'nda sürekli olarak altı çizilen bir düşünce. 'Dutlar' ise Bizans'taki baskı ortamının çağdaş zaman dilimi içinde, iki ayrı zaman noktasında yeniden öykülenişi. 'Ada' ve 'Tepe'nin yazarı olarak Bilge Karasu'nun, dolaylı-dolaysız yoldan tanıklık ettiği bu yeni baskı dönemi sonunda, inanç konusunda bir karara varması, kendi öykülerini de karara bağlayışının öyküsü... (Arka kapaktan) Ada, Tepe ve Dutlar olmak üzere 3 hikayeden oluşan eser, temelinde baskılara karşı insanın içsel düşünce ve din sorgularını inceliyor. Geri dönüşler, sürekli tekrarlar ve 'ansımak, gereksemek, dilmek' gibi orijinal kelimelere bezeli alıştığımız yazarın dili, basit kurguyu dahi yeri geliyor büyük bir esere çevirebiliyor ki, 1971 #saitfaikarmağanı etiketli bir yapıt. Ada ve Tepe hikayeleri birbirini tamamlayan, açıklarını kapatan bölümler. Ada'da; Bizans'ta imparator buyruğuyla ikonaların (Dini resimli tasvirler) yasaklanması ile o zaman kadar taptığı ritüelleri sorgulamaya başlayan Keşiş Andronikos'un bir adaya kaçışını konu alır. Tepe'de ise; arkadaşı keşiş Iokim'in, sırf namusundan dönen Andronikos'a yapılan işkenceler (aç bırakılıp 8 gün boyunca sürekli konuşturulması) karşısında sessiz kalıp seyretmesi, pişmanlığı, tekrar buyrukla geri gelen resimli inancı dahil kendini sorgulamasını okuruz. Baskılar karşısında kaçılan Ada ve Tepe sembol, Iokim'in sevmesine rağmen boğduğu tilkiciği metafordur. Zamana bağlı değişebilen (konjonktür) kahramanlık (imge) sorguları çok iyiydi. Kitabın temel sorgusu olan baskılar karşısındaki acizlik ve düşünmeye zorlanma, son hikaye Dutlar'ın 2.dünya savaşı zamanında ise ayyuka çıkıyor denilebilir. Yalancı bahardan ayda iki kez açabilen dut, sarmış tırtıllar ve onları yok etmek için düşünülen mazot ve ateş metafordur. Mussolini İtalya'sı ile dönemin Türkiye'sine bol göndermeler vardır. Özgün, imgesel dil kullanımının ortaya çıkardığı, tortusu yüksek orijinal kaçış hikayeleri okumak isterseniz; kısalığına aldanmadan, eserleri kadar incelemesi yapılmış bir #bilgekarasu okuduğunuzun farkına varıp düşünmeye vakit ayırarak okuyun: Mutlaka.
Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı
Uzun Sürmüş Bir Günün AkşamıBilge Karasu · Metis Yayınları · 20191,617 okunma
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.