Gönderi

448 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
NEDEN HUNT, NEDEN?!?
!!!DİKKAT!!!ÖLÜMCÜL DOZDA SPOİLER İÇERİR!!!SPOİLER YEMENİZ HALİNDE YAŞAYACAĞINIZ SAĞLIK SORUNLARINDAN MÜESSESEMİZ SORUMLU DEĞİLDİR!!! Yanan Dehliz’de yaşanan ve yürek burkan, ağlamaktan gözlerimizin şiştiği, göz pınarlarımızın kurumasına sebep olan olaylardan sonra Meg ve Apollo ikilisi bu sefer de Camp Jupiter’de. Kara Kehanet’te benden kötü adamların en dandiği ödülünü kazanan Commodus ve Jason katili Caligula “bebek ayak” savaş yatlarıyla Camp Jupiter’i tehdit ediyorlar. Bu sefer yanlarında bir de yeni müttefikleri zombi ordulu tiran var. Kitap hakkında yapacağım özet kısmı bu kadar. Bu sefer direk konuya giriyorum. Hazır mısınız? Güzelll, o zaman başlayalım. Kitaba başlar başlamaz yeni bir karakterle karşılaşıyoruz:Lavinia. Sakin olun Özdemir Asaf’ın şiiriyle bir bağlantısı yok. Uncle Rick’in Özdemir Asaf’tan haberi olduğunu sanmıyorum. Lavinia pembe saçlı, hafif zürafaya benzeyen, biraz asi ama arkadaş canlısı ve dışa dönük bir karakter. Nöbet sırasında görevden kaçıp faunlarla ve dyradlarla piknik yapıyor, kampın kimsenin bilmediği gizli girişlerini biliyor; tam bir anti-romalı karakter yani. Jason, Frank, Reyna gibi görev bilinci yüksek kahramanlara alıştığımız bir ortamda tam aradığım farklılıkta. Bütün kampta ve senato toplantılarında farklı bir ses olarak karşımıza çıkıyor. Apollo, Meg ve Hazel’la tiranın mekanına düzenledikleri bir keşif gezisinin ve Caligula’nın bütün California’yı ateşe verme planının öğrenilmesinin ardından korkup faun arkadaşlarıyla kaçtı sanılıyor. Yalnız şu anda fark ettim Özdemir Asaf’la bağlantısı varmış “Sana gitme demeyeceğim Ama gitme Lavinia”. Bunu daha önce fark etmemiştim. Özdemir Asaf tesadüfünü bir kenara bırakacak olursak, yaşadığın bölgeyi küle çevirmekle tehdit eden bir savaştan kaçman kabul edilebilir bir şey. Hele ki birkaç gün önce bir savaştan çıkmışsan ve arkadaşlarının zombiye dönüştüğünü görmüşsen. Ama Lavinia arkadaşlarını bırakmayıp en sonda geri dönüyor ve faunlar ve dryadlardan oluşan ekibiyle süper savaş yatlarının mancınıklarını etkisiz hale getirip savaş kahramanı oluyor. İşte müthiş bir karakter. Şimdi bir de Tyson ve Sybill kitapları konusuna gelelim. Kehanetleri vücuduna dövme yaptırmak nedir yahu? Sen yazı tahtası mısın Tyson? Tamam hadi çoğunun bir açıklaması olabilir ama koltuk altına dövme yaptırmak nedir? İĞRENÇ . Tek kelimeyle, İĞRENÇ. Bu kadar iğrençlik yeter. Şimdi sıra Frank’te.Ölümsüz imparatorları ikiye tek savaşa çağırıp hayatının bağlı olduğu odunla Yunan ateşi dolu olan tüneli havaya uçurdu hem de içindeyken. Tebrikler Frank Zhang! gösterdiğiniz cesaretten dolayı bizden Underworld’e tek kişilik bir bilet hakkı kazandınız. ——— . Böyle bir şeyin yaşanmasını hiç beklemiyordum, o kadar şaşırdım, o kadar afalladım ki bu bölümü okurken şöyleydim: “Yok artık! Jason’dan sonra Frank’de ölemez. Ama burdan sağ çıkması mümkün değil. Ama cesedini de görmedik. Cesedini görene kadar inanmam.” Bekledim, bekledim ve kitabın sonunda tam tüm umutlarım tükenmişken Frank’in ölü olduğuna kendimi inandırmışken birden çıktı geldi. Öylece geldi. Hiçbir yeri bile yanmadan. Mutlu mu olsam yoksa durumun saçmalığına mı kızsam bilemedim. Nasıl hayatta kalabilir ki? Bir mucize. Ana karakterlerden hiç bahsetmemişim. Şimdi sıra onlarda. Meg yine bildiğiniz gibi ağaçlar, hayvanlar, doğa, savaş. Tek garip olayı unicornları savaş atlarına haline getirmesi.Ama bu da savaş ve hayvanlarla bağlantılı. Ama Apollo öyle değil. Bu kitapta Apollo’nun değiştiğini daha çok ‘insan’ olduğunu görüyoruz. Jason için söylediği şarkı, Kahin’e ve garip, konuşmayan mısır-yunan tanrısına yaptığı kötülüklerden ötürü duyduğu pişmanlık bu değişimi kanıtlar nitelikte. Apollo adeta bir evrim geçiriyor ve bu kitapta bu evrim iyiden iyiye hissediliyor. Kitabın sonuna geçmeden önce burada bahsetmek istediğim son bir konu var. Faun Don. Bir aylak olarak nam salsa da bir kahraman olarak öldü.D-Onu unutmayacağız. Bu kadar ciddilik yeter şimdi biraz daha ciddi olma zamanı. Çünkü sıra, kitabın sonunda. Ama burada özellikle bir konuya değinmek istiyorum. Reyna’nın Hunt’a katılması. Kendimce oturdum, düşündüm ama mantıklı ve tamamen inandırıcı bir açıklamasını bulamadım. Reyna’nın karakterine ve temsil ettiği şeylerin hepsine aykırı. Reyna her zaman gücü ve bağımsızlığı temsil ediyordu. Kim ne derse desin, arkasından ne konuşulursa konuşulsun o her zaman arkadaşları ve lejyon için savaşırdı. Şimdi ne oldu? Bıraktı ve gitti. Bana katılmayabilirsiniz belki. O da bir insan, her şeyden önce daha yirmisine bile gelmemiş bir ergen; bir ergenden bu kadar fazla şey beklemek haksızlık diyebilirsiniz ama her şeyi geride bırakıp Hunt’a katılmasının sebebi ne? Reyna’yı değiştiren şey ne?Apollo’nun sevgililik teklifi mi?Apollo’nun teklifi bu kararı vermesinde etkili olmuş besbelli ama Reyna’nın ana karakter olmamasından pek de derin açıklanamamış. Sanki Uncle Rick kapatmadığım hiç bir konu kalmasın istemiş ve bu işi de aceleye getirmiş gibi.İyi ya da kötü bir şekilde konu kapandı. Aslında eski kitaplardan tanıdığımız çoğu karakterde de durum böyle, eski defterlerden kapanmayan kalmasın dercesine yazılmış. Jason’unki çok sert kapandı hatta, bir daha açılamayacak bir şekilde. Ve böylece geldik incelemenin sonuna. Her şeye rağmen güzel ve etkileyici bir kitaptı. Şimdi sıra, serinin son kitabında. Bakalım artık tek başına kalan Nero, Apollo ve Meg’e ne sürprizler hazırlamış.
Trials of Apollo 4
Trials of Apollo 4Rick Riordan · Disney-Hyperion · 2019191 okunma
·
165 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.