Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

392 syf.
·
Puan vermedi
Meram meram derken ettiniz beni sahib-i gam!
Fatma Aliye Hanım'ın eserlerini okumaya karar verdiğimde karşılaştığım onun çevirisi olan bu kitabı, başka bir sebepten karşıma çıksa ve konusu hakkında bilgi sahibi olsam okumaya yanaşmazdım. Çünkü konu son derece sıkıcı: benim de pek hazetmediğim ancak klasik eser olması sebebiyle katlanabildiğim yoldan çıkmaya meyilli, yanar döner tabiatlı, kişilik olarak gelişimini tamamlayamamış kocanın ona her daim sadık peygamber sabrına sahip eşi ve ayartıcı, işveli kadın üzerine inşa edilmiş eser. Şimdi ben böyle anlatınca daha da sıkıcı ve banal geldi konu farkındayım. Benim asıl şaşırdığım bu derece bayağı bir konuyu yazarın okutturuyor olması. Üslubuna yandığım, çevirisine kurban olduğum kitabı bana hevesle okuttular ya, helal olsun ne diyeyim. Hayır, ikisi hariç karakterlerde de iş yok ki onlara bağlayayım sempatimi. Misal Helene... Sadık, her daim çalışıp çabalayan, hiç bir durumundan şikayet etmeden şükretme sebebi bulan, vefakar eş, iyilik meleği, örnek anne vs. (Ayyy içim şişti!!) bacımın hem cinslerime musallat olan en kötü hastalık olarak gördüğüm "kişilik olarak tam olgunlaşamayan dolayısıyla iyi bir sevgili, eş, baba olma ihtimali az olan bir erkekle karşılaşınca iyileştirme, düzeltme, tamir etme düşüncesiyle orada iyi, örnek insan varken tutup zayıf tabiatlıyı seçme" hissiyatından kendisinde bolca var. İyilik, güzellik, kanaatkarlık falan neyse de beni bu durum ifrit etti. Hiç sevmem tamamen kötü ya da tamamen iyi tipleri. Kocasını da sevmezdim zaten. Mirasyedi, aklını kullanamayan ama pek gururlu Louis kendi etti kendi buldu ama ailesini de sefil etti. Yine de onun elinden tuttular hak etmemesine rağmen. Tabii bir tek bunlar yok kitapta. Ayartıcı kadın Diana evli barklı, kocasıyla kadının aşıklarının parası sayesinde şaşaalı bir yaşam sürüyorlar ve en önemli aşığı pardon finansörü de aldatmaya meyilli kocanın aile dostu. Bu emminin boyu kadar kızı var bir de yüzünün çirkinliğini huylarının güzelliği örtüyor aslında ama içinde olduğu cemiyet bunlara önem vermediğinden o da kendini ilime, fenne, sanata sepete vermiş aklı başında, özgüven sahibi, olgun, biraz da erkek tabiatlı bir kızcağız.. Kızcağız dememe sebep imkansız aşkı olan en sevdiğim karakter Thauziat. Bu karakter de çapkın bir insan evladıyken öyle bir aşk adamına dönüşüyor ki çevirmen Mecnun'la kıyaslıyor kendisini. Sevdiğine kavuşamayıp, en yakın arkadaşına kaptıran, sevdiğinin acı çekmesiyle hem içi sızlayıp hem de bir umut ayrılır da onun kucağına koşar diye bekleyen ancak bu hayallerinden sonra pişmanlık duyan, bu düşüncelerini onuruna yediremeyip kendini feda eden Clement Thauziat.. Bugün de senin için yakıyorum be Fransız Mecnun! Tabii sonlara doğru çok yanlış bir harekette bulunuyor kendisi, benim için de asla afdedilmeyecek bir hareket şahsen. Bundan hemen pişmanlık duyuyor ve utançla yaşayamayacağını anlaması bir nebze öfkemi soğutuyor kendisine karşı. Çevirmenin son sözünde de belirttiği gibi yazar iyiliğin, merhametin, sabrın er geç ödüllendirileceğini bize anlatmak, çizdiği karakterlerle de ibret alınmasını sağlamak istemiş. Bu açıdan bakılıp okunursa konudan ayrı olarak kitap kendisini sıkmadan okutuyor. "Yok, bu tarz kitaplardan benim sıtkım sıyrıldı" diyenler varsa eline almasın, arada değişikliğin iyi olduğunu savunan, bir de kitap Osmanlı Türkçesine çevrildiğinden tedavülden kalkmış kelimelerle dolu cümleleri okumaktan sıkılmayanlar ve dipnotlardan yorulmayanlar buyursun..
Meram
MeramGeorges Ohnet · Papersense Yayınları · 20144 okunma
·
257 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.