Gönderi

121 syf.
6/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 25 hours
Liderler Neden Yalan Söyler? eseri John J. Mearsheimer tarafından yazılmış olup liderlerin halkları ve uluslararası ilişkilerindeki iletişimlerinde yalanın konumu ve gerekçelerini sistematik bir analizle okurlarına sunulmaktadır. Kitabı okurken bir psikoloji öğrencisi olarak yalanın önemli bir iletişim tarzı ve stratejisi olduğu olgusu sürekli zihnimi meşgul etti. Yalan söylemek toplumdaki hemen her statüdeki insanların hayatının bir parçası olmuştur. Bence buradaki önemli husus yalan söylemek değil, yalanın gerekçesi olmalı. Hatta çoğu zaman yalan söyleyenden çok söyleteni hatalı bulmuşumdur. Hakkındaki fikirlerimi belirteceğim, liderlerin yalan söyleme gerekçelerine değinen bu kitabı okuyarak yalanı çok başka perspektiflerden inceleme fırsatım oldu. Yazar bahsi geçen yalanın uluslararası politikada olağan bir durum olduğu düşüncesinin aksini belirtmiştir. Bu noktada her zaman yalan söylendiği genellemesine ben de yazar gibi katılmıyorum. Her ne kadar rutinimiz haline gelmiş olsa da toplum içinde de devletlerarası politikada da her zaman yalan söyleniyor diyemeyiz. Söylenen yalanların da elbette gerekçeleri vardır. Yazar da yalanları kitabın ikinci bölümünde 7 kategoride inceleyerek gerekçelerini açıklığa kavuşturmak istemiştir. Bunlar kitaptaki sırasıyla: devletlerarası yalanlar, korku tellallığı, stratejik kılıflar, milliyetçi efsane yaratma, liberal yalanlar, sosyal emperyalizm ve adi kılıflar. Devletlerarası yalan türü, kitabı okumadan önce bir lider neden yalan söyler sorusuna verebileceğim cevabı açıklıyor. Bundan öncesine kadar kalan altı kategorinin de devletlerarası yalan türü ile aynı amaca sahip olduğunu düşünüyordum. Ancak bu konunun farklı açıklamalarının olduğu bilgisi kitabın bana kazanımlarından biri oldu. Genel anlamda uluslararası ilişkilerin birçok detayı incelenirken bu eserde uluslararası ilişkilerin yalan boyutuna değinmiştir. Bunu yaparken söylenilen yalanlardan çok söylenmesi i̇cap eden yalanları açıkladığını düşünmekteyim. Genel anlamda sadece yalanların gerekliliğini dile getiren bir kitap olduğunu söylemekle haksızlık etmiş olurum çünkü çıkarımlarıma göre demokratik olmayan ülkelerde yalan o kadar da mühim olmayabilir. Halka açıklama yapmak durumunda kalan ve halkı ile daha içli dışlı olan demokratik ülke lideri, hataları örtbas etmek veya halkından fedakarlık beklemek gibi farklı amaçlarla yalana daha sık başvurmaktadır. Bunun daha tehlikeli bir yalan türü olduğunu düşünmekteyim. Her ne kadar kontrolü sağlamak için söyleniyor olsa da halka söylenen yalan kontrolü tamamen kaybetme gibi sonuçlar da doğurabileceğinden bence tehlike arz etmektedir. Kitabı okuduktan sonra yalanın psikolojik açıdan güç kavramı ile açıklanmasının, kitapta ele alındığı şeklinden çok da farklı olmadığını fark ettim ve bazı parçaların zihnimde birleşti. Açıklamak gerekirse; bir konuya diğerlerinden daha çok vakıf olan birey, diğer insanları kontrol altına alma konusunda daha başarılı olur. Birey, bu gücünü koruma güdüsü ile bilgilerini saklamaya başvurur. Bunun için de yalanlar söyler. Bu durum uluslararası politik alanda liderlerde sıklıkla görülmektedir. Ancak unutulmaması gereken bir durum vardır ki bu yalanlar ancak inanıldığı sürece işe yarar. Aksi takdirde lider gücünü kaybeder. Buradan özetle politik alandaki gücün liderin başarısından çok yalanın başarısı ile ilişkili olduğunu düşünmekteyim. Ayrıca bu durumun bir kişilik özelliği olmadığı gerçeğinden yola çıkarak politikadaki başarının doğuştan bir yetenek olmadığını, aksi söylemleri kınayarak belirtmeden edemeyeceğim.
Liderler Neden Yalan Söyler?
Liderler Neden Yalan Söyler?John J. Mearsheimer · Küre Yayınları · 201236 okunma
·
72 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.