Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

152 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
<DİKKAT! Merakbozan (spoiler) içerebilir> <> <> <> <> <> <> <> <> Bir gün Bay Jones’un sahip olduğu, adı “Beylik Çiftliği” olan bir çiftlikteki hayvanlar, insanların kendilerini sömürdüklerini, kendilerine haksızlık ettiklerini, etlerinden, sütlerinden, yünlerinden faydalandıkları halde kendilerine hak ettikleri değeri vermediklerini fark ederler. Uzun zamandır durumun farkında olup, aralarında sürekli şikayet eden bu hayvanların arasından bir domuz bir gün “bu işin böyle gitmemesi gerektiğini, eğer birleşip ayaklanmazlarsa, bu şekilde devam edeceğini ve bunun asla son bulmayacağını” söyler. Zaten, yorgun, bitkin, öfkeli ve umutsuz olan diğer hayvanlar domuzun söylediklerine hak vererek, çiftlik sahibine karşı ayaklanırlar ve tarihteki ilk “hayvan-insan savaşı” yaşanır. Tarih bundan sonra ondan “Ağıl Savaşları” olarak bahsedecektir. Savaşı hayvanlar kazanır, çiftlik sahibi çiftlikten bir iğne bile almadan sürülür. Çiftliğin adını “Hayvan Çiftliği” olarak değiştirirler. Bu çiftliğin tüm hayvanları artık kimseden emir almadan, özgürce yaşayacaklardır. Hayatlarındaki tek gaye çiftliğin selameti olacaktır. Çünkü yaşadıkları yer ne kadar refah içinde ve verimli olursa o kadar mutlu olacaklardır. Artık burada patron yoktur. Hele kendilerine yıllarca eziyet eden insanlar hiç yoktur. İnsanlar kötüdür, hayvanlar iyidir. Hiçbir hayvan hangi cinsten olursa olsun birbirine kötülük etmeyecek, eşitlik ön planda olacaktır. Hayvan Çiftliği’nde artık “Bütün Hayvanlar Eşittir.” Her yeni kurulan oluşumun nizama ihtiyacı vardır. Topluluk adına kararlar alacak, sözcülük yapacak, diğer bütün fertleri dinleyerek, herkesin isteklerine çare bulacak ve onları yönlendirecek birine ihtiyaçları vardır. Bu iş için onları ayaklanmaya ikna eden adı Koca Reis olan bir domuz seçilir. Tam da çiftlik halkının istediği gibi bir çiftlik inşa eder Koca Reis. Halk mutludur. Çiftlik refah içindedir. Her yerden şarkı söyleyen, canla başla çiftlikleri için çalışan mutlu hayvanların sesleri yankılanmaktadır. Hayvan Çiftliği rüya gibi yer olmuştur artık. Çevre çiftlikler gıpta ederek, imrenerek izlemektedir Hayvan Çiftliğini. Koca Reis’in oylamaya sunduğu, herkesin fikrini aldığı ve uygulanmaya başladığı tüm kurallar çiftliği daima bir adım öteye taşımaktadır. Çiftlikte adeta bir cennet havası esmektedir. Kendi bayraklarını yapar çiftlik halkı. Kendi milli marşını yazar sonra. Marşlarla göndere çekilir bayrak. Burası bağımsız topraklardır artık, kuşkusuz. Asla değiştirilemeyecek ve her defasında milli gururu okşayacak yedi emirden oluşan kendi çiftlik yasalarını dahi oluştururlar. Bu yasalar aşağıdaki gibidir. YEDİ EMİR *İki ayak üstünde yürüyen herkesi düşman bileceksin, *Dört ayak üstünde yürüyen ya da kanatları olan herkesi dost bileceksin, *Hiçbir hayvan giysi giymeyecek, *Hiçbir hayvan yatakta yatmayacak, *Hiçbir hayvan içki içmeye içmeyecek, *Hiçbir hayvan başka bir hayvanı öldürmeyecektir *Bütün hayvanlar eşittir. Yasalar ve kurallar tıkır tıkır işlerken, çiftlik çevre çiftlikler de nam üstüne nam salarken, huzur, refah ve mutluluk göklere kadar uzanmışken bir gün Koca Reis ölür. Başkan’ın çiftlik için yapmak istediği daha bir çok güzel projesi vardır ama ecel işte. Çok kısa yönetebilmiştir çiftliği reis. Ancak yapacak bir şey yoktur. Çok sevdikleri başkanlarına veda etmek zorunda kalan çiftlik halkı, kendisine başka bir domuzu başkan olarak seçerler. Bu defa seçilen başkanın adı Napolyon’dur. İşte ne olursa bundan sonra olur. Yeni başkanla birlikte, Hayvan Çiftliği yeni bir düzene, yeni yönetim şekline yavaş yavaş alışmaya başlar. Aslında alışmak zorunda bırakılırlar desek daha doğru olur. Yeni başkanla çiftlik büyür büyümesine de, halk ne alemdedir umursayan yoktur. Büyük hayallerle kurulan Hayvan Çitliğinde artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Artık çiftlikteki yaşam Bay Jones’un döneminden bile beter hale gelmiştir. Asla değiştirilemez yasalar da ilk günkü gibi değildir. Değişmeyen tek şey bütün hayvaların hala eşit olduğudur. Yalnız bir farkla; “Bütün Hayvanlar Eşittir ama BAZILARI DAHA EŞİTTİR”. Devamı için bakınız kitap…. Hikaye size de tanıdık geldi mi? Ya da size de bir yerlerden bazı şeyler çağrıştırdı mı? Orwel’in kitapla söyleşilerinde, “Sovyetler Birliği’nin eleştirisini yaptığını söylemektedir. Hakkında yazılan makalelerde ve okurlarca yapılan yorumlarda da yine aynı şekilde SSBC’ye eleştirel bir kitap olduğundan bahsederler. Evet özünde bu olsa da aslında o iktidarı ele geçiren her şeyin eleştirisi. İktidarla birlikte, yönetilen tüm varlıkların da eleştirisi. Çiftlikte tasvir edilen hayvanların başlarından geçenleri okurken, kendinden, sözlerine kulak verdiğin insanlardan, yönetenlerden, basından, kolluk güçlerinden, haberlerden, gazetelerden ve hatta tarih kitaplarından, doğru bildiklerinden, bilmediklerinden, geçmişten, gelecekten, olmuştan, olacaklardan yana bolca düşünmemek elde değil. Can Yayınları, Celal Üster çevirisinde kitabın önsöz bölümünde kitapla ilgili baştan sona kitabın detayı, yazarın kitabı yazım amacı v karakterlerin Orwel’e göre kimleri simgelediği açıkca ifade edilmiş olsa da, ben bu yorumlardan tamamen bağımsız şekilde okudum kitabı. Belki de Sovyetler dönemine, Staline ve Napolyon’a, Rus Devrimine, Troçki’ye ve dönemin rejimine hakim olmadığımdandır. Ancak okuduktan sonra diyorum ki iyi ki de hakim değilmişim. Çünkü bu kitabın sadece “SSBC eleştirisi” olarak sınırlandırılmasını doğru bulmuyorum. Keşke çevirmenin yazısı önsöz değil de sonsöz olarak kitabın sonuna eklenseymiş. O zaman hayal dünyam daha da genişlerdi. Neyse ki ben fazla etkilenmeden okuyabildim. Cahillik bazen işe de yarayabiliyormuş ) Havyan Çiftliğindeki vatandaşların (çiftlikdeş mi demeliydim acaba) karakterlerine biraz değinebilirsem; neden sınırlandırılmaması gerektiği düşünceme de ışık tutabilirim diye düşünüyorum. • Koca Reis (domuz): Hayvanlara mutluluk ve barış dolu bir dünya vadeder, insanların çiftlikten kovulmasını sağlar. Ancak yapmak istediklerini yapamadan eceline yenik düşüp, başkan olduktan kısa süre sonra bu dünyadan göçüp gider. • Napolyon (domuz): Koca Reis’in yerine geçer. Çiftlikteki yeni doğan köpekleri istediği gibi eğitir ve bir polis gücü haline getirir. Snowball adlı domuzu kenddisine rakip görmektedir. Snowball’un ülkenin gelişmesi için öne attığı fikirlere önce karşı çıkar, fakat Snowball'u çiftlikten kovduktan sonra onun fikirlerini kendisininmişçesine sahip çıkarak, uygulanmasını sağlar. Böylece çok ileri görüşlü ve akıllı bir başkan olarak görülmeye başlar. Çiftliğin başına gelen her kötü olaydan, kovulan Snowball'u sorumlu tutar. Öyle bir iktidar sahibi olur ki, çiftlik eskisinden (çiftlik sahibi insanlarınkinden) daha baskıcı ve yıldırıcı bir hale gelir. • Snowball (domuz): Hayvanlara okumayı öğretir, çiftlik için bir değirmen yapılmasını önerir. • Bay Jones (insan): Çiftliğin eski sahibi. Savaşı kaybedip, çiftlik hayvanlarcaele geçirildikten sonra, topuklayarak kaçmak zorunda kalır. Hiçbir eşyasını alamaz. Tüm malına mülküne hayvanlarca el konulur. • Bay Frederick (insan): Düzenli bakılan komşu çiftliğin sahibi. Adolf Hitler'e benzemektedir. • Bay Pilkington (insan): Winston Churchill'e benzemektedir. • Moses (kuzgun): Çiftliğin sahibi Bay evcil kuzgunuydu. Devrim olur olmaz kaçmış ve sonra geri gelmiştir. Hiçbir iş yapmaz ve hayvanlara gökte bir hayvan cenneti (Balbadem Diyarı) vadeder. Domuzlar böyle bir yer olmadığına inansalar da, halk cennet vaadleriyle avunduğu için kuzguna hiç ses çıkarmazlar ve onun istediği gibi yaşamasına izin verirler. • Squealer (domuz): Napolyon'un sözcülüğünü yapar; Napolyon’un her yaptığına bir kılıf uydurur ve halkı kolaylıkla ikna eder. İkidar yanlısı yazılar, konuşmalar, haberler yapar. • Minimus: Hayvan Çiftliği'nin ulusal marslarında değişiklik yaparak ikinci ve üçüncü halini yazmıştır. • Genç domuzlar: Çiftliğin yönetimini ele geçiren Napolyon'un yaptıklarından uyanan, şikayet eden, sonra da susturulup ardından öldürülen hayvanlar. • Koyunlar: Her ne olursa olsun, sorgusuz sualsiz itaat eden ve nereye çekilirse oraya giden, iktidar kimse onu çoban görürler. • Yaşlı Eşek: Düşünür, olgun, aydın görüşlü ve filozoftur. Ne yapılırsa yapılsın her şeyin altında mantıklı bir sebep arar ve daima mutsuz ve şüpheci görünür. • Boxer : Çok güçlü, heybetli, çalışkan, azimli, fazla zeki olmayan, yapılan her şeyin ülkesi için yapıldığına inanan, sadakatle bağlı bir at. • Molie: Derdi iyi bir hayat sürmek, şeker yemek, tembellik etmek, prenses gibi yaşamak. Asla çalışmak, işçi olmak ona göre değildir. Refahı nerde bulursa arkasına bile bakmaksızın ülkesini terkeder. • Köpekler : Küçük yaştan Napolyon’nun diğer hayvanlardan uzak tutarak içlerinde herhangi bir duygu kırıntısını olmadan büyüttüğü, saldırgan, itaatkar, efendilerine kuyruk sallayan, sürtünen yaratıklar. İşte Hayvan Çiftliği’nin vatandaşlarının genel analizi. Hangi ülke de ya da toplulukta bu karakterlerden yok ki… Bir ülke de neler yapılması gerektiğini yazan bir kitap okumak istiyorsanız, Beyaz Zambaklar Ülkesi kitabını okuyun. Bir ülkede yapılması gerekenin aksine nelerin yapıldığını okumak isterseniz Hayvan Çiftliği’ni okuyun. Yeryüzünde iktidarı eline geçirince, kendini kaybetmeyen kaç kişi vardır ki? Belki parmakla sayılacak kadar az, belki de hiç… Peki ya ben? Peki Hayvan Çiftliği’nde hangi roldeyim ? Peki ya sen? Senin rolün hangisi? Hayvan Çiftliğini bir tarih kitabı, siyasal ya da sosyal anlamda ağır dili olan bir kitap sanıp ertelemiştim sürekli . Bunda yaptığım araştırmalarda okuduklarımın etkisi çok yüksek. Ama bu kitap bir rejim eleştirisi değil. Gerçekten de bundan çok daha fazlası. O asla sınırlandırılmış bir kitap değil. O her dönemin, her neslin, her rejimin, her ülkenin kitabı.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020246,6bin okunma
··
143 görüntüleme
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Bir arkadaşım bu kitabı okuduktan sonra yeterince anlamadığımı düşünüp bana
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
kitabını önermişti. Düzenli okumaya yeni başladığım bir dönem olduğu için tam oturtamamıştım bazı noktaları. Bir gün tekrar bu kitabı okuyacağım ve ardından da tam anlamak için yukarıdaki kitabı okuyacağım. Yanlış anlamayın. Sizin anlamadığınızı düşünmüyorum. Belki ilginizi çeker belki de benim gibi daha iyi anlamak isteyenler için oraya öneri olarak bıraktım. Kitaba karakterler dahil pek çok noktadan yaklaşmış, dolu dolu aktarmışsınız. Benim için çok doyurucu bir inceleme oldu. İncelemenizi paylaşamadım. Çünkü başlığına spoiler içerir yazmamışsınız. Kitaptaki bence pek çok kısmı anlatmışsınız :) Başlığa spoiler içerir yazmanızı öneriyorum. Ellerinize sağlık. Güzel incelemeniz için teşekkür ederim :)
Seçil Yardım Örengül okurunun profil resmi
Bana kalırsa merakbozan (spoiler) içermiyordu ama madem ki öyle düşündürdü elbette başlığa yazarım. İncelememle ilgili yorumunuz için teşekkür ederim. Beğenmiş olmanıza sevindim. Bahsettiğiniz kitabı duymamıştım. İlgimi çekti. Hemen okuma listeme ekledim. Çok teşekkür ederim.
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.