Gönderi

136 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Mark Twain bu kitabında insanlar olarak sahip olduğumuzu düşündüğümüz birçok olguyu çürütüyor ve insana yücelik kattığını düşündüğümüz birçok davranışta, düşüncede aslında o insanın kişisel hiçbir değerinin olmadığını ve bu davranışın sonucunda iyi olsun kötü olsun insanların yükleyeceği hiçbir değerde hak iddia edemeyeceğini vurguluyor. Kitap yaşlı adam ve genç adam arasındaki diyaloglardan oluşuyor. Yaşlı adam insan hakkındaki görüşlerini dile getiriyor ve genç adam genelde karşı çıkıyor görüşlere. Yaşlı adamsa örneklerle düşüncelerini destekleyerek genç adamı ikna etmeye çalışıyor. Kitabın gördüğüm kadarıyla temel olarak vurguladığı iki önemli nokta var. Birincisinde, insanın yaptığı her davranışta, her hareketinde, her sözünde, kendi iç huzurunu ve ruhsal rahatlığını sağlamaya çalıştığını söylüyor. Buna genç adam birçok örnekle karşı çıkmaya çalışıyor, ben sadece bir örneğini yazayım burada: "GA: Anne sevgisinin yüce ve şefkatli tutkusunu bile bunun dışında tutmuyor musun? YA: Hayır. O da kanunun mutlak bir kölesi. Anne çocuğunu giydirmek için çıplak gezer, yemek yiyebilsin diye aç kalır, acıdan kurtarmak için işkenceyi göze alır, o yaşayabilsin diye ölür. Bu fedakarlıkları yapmaktan güçlü bir zevk duyar. Bunu, o ödül için yapar. Kendini onaylama, tatmin, huzur, rahatlık için. Aynı ödemeyi alacak olsa, bunları senin çocuğun için de yapardı." Yani anne çocuğunu iyi bir durumda görünce kendisi de huzurlu ve mutlu oluyor, bu sebeple asıl istediği yine dolaylı yoldan kendi huzuru ve mutluluğu oluyor. Zaten insanların her zaman mutlu olmaya çalıştıklarını ve hatta bu konu yüzünden bencillik bile yaptıklarını biliyoruz ama bazı davranışlarda insan, atıyorum ülkesi için, çocuğu için, arkadaşı için kendinden fedakarlık yapıyormuş ve sanki o an amacı karşı tarafı memnun etmekmiş gibi görünüyor. Mark Twain buradaki davranışların derinlerine inerek, insanın bu davranışının altında bile kendini tatmin ihtiyacının yattığını ispatlıyor. Geçelim kitapta vurgulanan ikinci noktaya. Tamam insanın bencil olduğuna ve her zaman kendi mutluluğunu sağlamaya çalıştığına inandık ve bunu kabul ettik ama şöyle de bir şey var: Kimisi mutluluğa ulaşmak için kötü yollar kullanırken kimisi de güzel yollar kullanıyor. Mesela kimi hırsızlık yapıp o parayla mutluluğa ulaşmaya çalışırken diğeri evladı ile ilgilenerek mutlu oluyor. Bari o zaman ilk insanın kişisel değerini kötü görelim, ikinci insanın ise iyi görelim diyoruz. Twain buna da izin vermiyor. Kısaca şöyle diyor: İnsanın düşündüğü, yaptığı, dile getirdiği her şeyin tamamen dış dünyadan gördüklerinden, çevresinin ona aşıladığı fikirlerden, davranışlardan öğrendiklerinin bir sonucu yani hayat boyu eğitiminin bir sonucu olduğunu söylüyor. Kitaptan alıntılayayım direk: "GA: O kelimeyi kullanıp duruyorsun... Eğitim. Özellikle şey mi demek istiyorsun... YA: Çalışma, açıklama, dersler, vaazlar mı diye soruyorsun? Onlar birer parçası ama büyük parçası değil. Ben tüm dış etkenler demek istiyorum. Onlardan milyonlarca var. İnsan beşiğinden mezarına, tüm uyanık geçirdiği zamanlarda eğitim altındadır. Eğiticilerinin ilk sırasında da bağlantılar gelir. Bu, düşünceleriyle duygularını etkileyen, ideallerini oluşturan ve onu bir yola sokup orada kalmasını sağlayan insani çevresidir. Eğer o yoldan ayrılırsa, en çok sevdiği ve saygı duyduğu, onayına en çok değer verdiği insanlar tarafından dışlanacaktır. O, bir bukalemundur. Doğasının kanunu gereği, yaşadığı yerin rengini alır. Çevresindeki etkiler onun tercihlerini, nefret ettiklerini, siyasi görüşünü, beğendiklerini, ahlakını, dinini yaratır. İnsan, bunların hiçbirini kendisi yaratmaz. Yarattığını sanır ama bu meseleye derinden dalmadığındandır." Bir sonraki sayfada da şunları ekliyor: " Eğer kişinin milliyetini bilirsen, dini inancını da çok ufak yanılma payıyla tahmin edebilirsin. Ve insanın dini inancını bildiğinde, aydınlanmak için ne tür dini kitaplar okuduğunu, yanlışlıkla istediğinden fazla aydınlanmamak için hangilerinden kaçındığını da bilirsin. Amerika'da oy verenin, hangi partiyi seçtiğini bilirsen, bağlantılarını da bilirsin. Siyasi görüşüne nasıl vardığını, aydınlanmak için ne çeşit gazeteleri okuyup hangilerinden özenle kaçındığını öğrenirsin." Sonuç olarak şöyle özetleyebilirim diye düşünüyorum: insan her zaman kendi huzurunu sağlamaya çalışır ve insanın her hareketi bir öğrenme sonucunda ortaya çıkmıştır, insan bir makinedir ve makineler nasıl yaptığı işte kişisel bir hak iddia edemezse insanlar da edemez gibi sonuçlar ortaya çıkıyor. Biraz da kitabın dilinden bahsedeyim. Okuması gerçekten çok basit, bakınca insanda derin düşünceler uyandıran bir kitap ama çok sade bir dille yazılmış. Son olarak ben fazlasıyla beğendim. Kitabın kafamda tam oturtamadığım yerleri oldu ama genel olarak demek istediğini iyi bir şekilde okuyucuya aktarıyor.
İnsan Nedir?
İnsan Nedir?Mark Twain · Dedalus Kitap · 201815,2bin okunma
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.