Gönderi

Uzun bir aradan sonra zat gözlerini tekrar bana kaldırdı. Şimdi nazarı neş’e ve meserret dolu yumuşak bir nazardı: “Güzel evlâdım; ilim ya kesbî olur, insan kendi gayretiyle kazanır; ya da vehbî olur, Allah onu insanın gönlüne lütfeder. Rabbü’l Aıemin ilminden dilediği kadarını dılediği kimseye verir. Bu O’nun şânındandır. Peygamberler dahi buna bir istisnâ teşkil etmez. Hızır ile Musâ’nın kıssasını bir hatırlayınız! Bâtın ilminden Musâ ya verilen Hızır’daki kadar vâsî olmadığından, Musâ Hızır’ın ef’alinin Şeriat’a aykın olduğunu tesbit ederek sabırsızlık izhâr etti ve O’na îtirazda bulundu. Hâlbuki Efendimiz’in bir hadisine göre bir işin sonunu sabırla beklemek ibâdettir. İnsanın böyle bir ibâdet imkânını hebâ etmemesi gerektiğini idrak etmesi Hikmet’in hâzâ ta kendisidir.”
Sayfa 219
34 görüntüleme
Ayşenur