Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Birden cesâretlenip zâta: “Efendim, Hızır Aleyhisselâm ibret alınacak bir efsâne midir? Yoksa gerçekten de var mıdır? İnsan Hızır’la karşılaşır mı? Karşılaşırsa onun Hızır olduğunu nasıl teşhis edebilir?” diye sordum. Zat gene derin bir murâkabeye daldı. Sonra tebessüm ederek gözlerini gözlerimin ıçine dikti: “Hızır tabiî ki gerçektir, evlâdım. Hızır’la karşılaşmak isteyen kimse onunla muhakkak karşılaşır. Hızır’ın ise kendisini bir kerâmetle belli etmesi ise O’nun şânındandır. Mesele bu kerâmeti teşhis, idrak ve temyiz edebilmek meselesidir. Ama nasibi olmayanın bunu teşhis, idrak ve temyiz etmesi maalesef mümkün değildir. Meşhur hikâyedir. Adamın biri hep Hızır’la karşılaşmak ister ve bunu herkese de bildirirmiş. Onun bu arzusu herkesin diline düşmüş. Bir gün girdiği bir dükkânın sâhibi ona Hızır’la nihâyet karşılaşıp karşılaşmadığın sormuş. Buna kulak misâfiri olan bir başka müşteri ise adama Hızır’la karşılaştığında O’nu nasıl teşhis edeceğini sormuş. Adam bunun için elinde bir kıstas bulunmadığını ifâde edince o müşteri kendi elindeki tahta bastonu göstererek: Hızır’ın elinde de benimki gibi bir baston bulunur. Bastonu iki ucundan çekince işte bunun uzadığı gibi uzayıverir, bırakınca da işte böyle kısalır. Ayrıca, Hızır işâret parmağım duvara sürünce de iş te bunun gibi bir yeşil çizgi çizilmiş olur demiş. Bunun üzerine, Ahmed Yüksel Bey oğlum, adam: Hay Allah senden râzî olsun efendi! Artık elimde Hızır’ı teşhis etmek üzere gerekli kıstaslar var diyerek sevinç içinde dükkândan çıkıp gitmiş.”
Sayfa 220
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.