Gönderi
Eleştirmekten korkanlar, eleştirilmekten korkanlar bırakın bir klasik kitabı yazarların gönderdiği kitapların eksiklerini bile söylemekten korkanlar, lütfen yorumumu okumadan yavaş yavaş uzaklaşınız. Çünkü dünya okuma listelerinin yada mutlaka okumanız gereken kitaplar listelerinin başını çeken 1984 asla beklediğim etkiyi yaratmadı bende. Ve bence (dikkatinizi çekerim benim özgün düşüncemle, para verdiğim ve kendim okumak istediğim için okuduğum bir kitaptan söz ediyorum) asla bir başucu kitabı yada tekrar okuyacağım bir kitap olmayacak.
.
Yanlış anlaşılmasın kitap kötü değildi. Sadece eleştireceğim yerler çoğunlukta. Bunun sebebini de bu kadar çok beğenilip, yerlere göklere sığdırılmamasına bağlayabildim. Bence dönem kitapları sadece yazıldığı zamana değil okunduğu döneme de güçlü bir yumruk vurmalıdır. Bu kitapta bu hissi bulamadım. Kitap sana hitap etmemiş diyebilirsiniz ama sen kitabı okumuşsun ama anlamamışsın gibi bir eleştiriyi asla kabul etmeyeceğim. Çünkü 330 sayfalık bu kitabı okumaya tam 7 günümü ayırdım. İnceledim, sindirdim, üzerine yapılan yorumları okudum, bir ara acaba bende mi bir sorun var diye bile düşündüm, ama hayır sorun eleştirmekten korkanlarda ve koşulsuz kabul edenlerde.
.
Gelelim kitabımıza ;
1945'li yıllarda yazılan bir bilim kurgu. 1984 yılında yaşanılacaklar distopik bir tarzda okuyucuya sunulmuş. Her an her şeyinizi izleyen hem alıcı hem verici görevini yapan tele-ekranlar, sürekli yenilenip silinen bir geçmiş, söyleyazlar, düşüncenizde bile geçenlerin suç olduğu bir toplum, yenisöylem kuralları ile oluşturulan yeni bir dil, her an her yerde size bakan bir çift göz Büyük Birader, ve dünyaya egemen olma isteğiyle yanıp tutuşan bir Parti kavramı. Yüksek kesim, orta kesim ve aşağı kesim olarak üçe ayrılmış insanlık. Aşık olmak yasak, cinsellik suç, evlilik ise Parti'nin seçtiği kişilerle ve sadece Parti için büyüyüp yetişecek nesiller yaratmak için. Ve Büyük Birader'in büyük düşmanı Emmanuel Goldstein. Ve bu dayatmanın ortasında akıl sağlığını kaybetmeden ayakta durmaya çalışan William. William'ın tutuklandığı ve beynine Parti'nin istediklerini işkenceyle kabul ettirilmeye çalışıldığı bölümü okurken hayran kaldığımı da belirtmeden geçemeyeceğim.
.
Ama yazarın Hayvan Çiftliği gibi muhteşem bir kitabı, tüm dünya ülkeleri yönetimine bir gönderme yapar, yada her okuyan kendi ülkesinden birşeyler bulurken bu kitap sanki biraz fazla dayatma yoluyla yazılmış gibi geldi bana. Sizi okurken rahatsız eden acayip tekrarlarla dolu. Bir cümleyi daha önce en az onbeş kez okumuş olup dejavu yaşadığınız hissine kapılıyorsunuz. Kısacası bu kitap bana hitap etmedi arkadaş, ama hep dediğim gibi kitaplar göreceli kavramlardır ve okurların eleştirilmesi için yazılmışlardır. Okuyun kendiniz karar verin diyorum
·
11 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.