Yıl 1919...
Eşir düşmüş şehir Istanbul da,işgal günlerinde farklı aşklar yaşanmaktaydı.Her birinin hikayesinden kaç kitap çıkardı kimbilir.
Keriman ,babasının manevi evladı ve aynı zamanda onun işyerindeki sağ kolu,çocukluk aşkı Hristo ya benzersiz bir tutkuyla aşıktır .Kardeşin kardeşi asmaya başladığı, Hristiyanların ve Müslümanların yüzyıllar sonra birbirine düşman edildiği bu topraklarda bu aşkın yaşatılması imkansızdı.Bu ortamda aşklarını kimseye itiraf etmeleri mümkün değildi.Gizli saklı yaşanan aşkın kaderi bir anda tepetaklak oldu
Vatan aşkı ve bağımsızlık mücadelesi için Halide Edip ile Anadolu yollarına düşen karaŕlı bir kadın Cemile.
Bolşevik Devrimi yüźünden İstanbula gelen ,intikam ateşiyle yanan kendi güzel lakin kaderi sarsıcı Larissa.Rusya da işkence öldürülen babasının intikamı yıllarca Larissa nın kafasında patlamaya hazır Volkan misaliydi.
Larissa aşkı ile herkesin kaderini alt üst edecek aklı bir karış havada,sorumsuz delikanlı Orhan (en çok sinirlendiğim karakter çünkü bir çok güzel şeyi mahvetti diyicem ama diyemiyorum )Ah o son yok mu
Evlendiği kadının başkasını delice sevdiğini bile bile sabrı ve duyarlılığı ile tam bir beyefendi gibi davranan Doktor Cihan.
Kaderini bir türlü değiştiremeyen talihsiz aşklar yaşayan Agafya.
Tüm aşkların kilit anahtarı ve hayatların yönünü belirleyecek bir hediye.
Kitapta geçen tarihi karakterler yazarımız tarafından tek tek uzun araştırma sonucu yazılmış.İşgal döneminde farkı din ve etnikte olan insanlara karşı önyargılı bakış açısı ,gençlerin baskı altında çaresiz yaptıkları seçimlerin sonuçlarını ,vatan sevgisi ,acılar ilmek ilmek işlenmiş.Akıcı ,tarafsız ve samimi bir dille yazılmış kitap buram buram tarih kokuyor.Hele o son nasıl bir sondu anlatamam Okuduğunuzda hayır olamaz dedirten türden bir son.