Soru şu: 1950’lerden kalma kısa metraj bir filmi izlerken kör oluyorsunuz. Ne yaparsınız? Yine hayran olduğumuz, kitabı kapatınca kendimize gelemediğimiz, buram buram zeka kokan bir Franck Thilliez eseriyle merhaba. Kitabı yorumlamak, sizlere aktarmak oldukça güç. O kadar çok bilgi ve edinim var ki buraya ne yazarsam yazayım eksik kalacak. Ancak okuyunca anlayabileceğiniz türde. Bir insan başarılı bir örüntünün üstüne daha ne yapabilir çıtayı nasıl yükseltebilir ki dediğiniz noktada devreye Thilliez giriyor. Dolayısıyla şimdiye kadar okuduklarım polisiyeyse bu ne peki? noktasına geliyorsunuz. Bilim, sanat, polisiye, tarih.. Yani bol çikolatalı, leziz kremalı, çilekli pasta, tam bir lezzet şöleni. Eh bu kadarıda baya şov. Öncelikle kitapta bahsi geçen konu ve durumlar epey ürkütücü ve tedirgin edici. ‘Hayalet Bellek’ kitabında tanıştığımız teğmen polis Lucie Hennebelle bu defa bambaşka bir olayın batağına düşüyor. Lucie’nin bir arkadaşı 1950’lere ait tuhaf bir film izliyor ve görme yetisini kaybediyor. Çok geçmeden Lucie filmin sübliminal mesajlar içerdiğini fark ederek olayın peşine düşüyor. Diğer yandan açıklık bir alanda uzuvları kesilmiş beş ceset bulunuyor. Paris’in meşhur komiseri Sharko’da bu vakayla ilgileniyor. Peki bu cinayetler ile o tuhaf film arasındaki bağlantı ne? Lucie ve Sharko tüm verileri birleştirip olayı çözmek için zorlu bir yola giriyorlar. Onlar derine indikçe başka cinayetlerde baş gösteriyor. Bu arada e-sendromunun ne olduğunu öğrenince çok şaşıracaksınız. Paris’ten Kahire’ye, Kahire’den Kanada’ya, 1950’lerden günümüze uzanan sır perdesini aralamak hiç kolay olmadı. Her bölüm bir dönemeç, bir labirent. Anlayacağınız yine bulmacanın start noktasına koydu bizi Franck abimiz, bir parça peyniri de gösterip gösterip çekti. Geriye devam kitabımız ‘Gataca’ kaldı ki kızlarla şu an alıp okumamak için büyük çaba sarfediyoruz.

E SendromuFranck Thilliez · Pegasus Yayınları · 2014155 okunma

·

91 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Elif Acar