Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

572 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
“Gün ışığı herkesin malıdır. Ne diye bana yalnız geceyi veriyorlar?” Herkese merhaba, bazı küt eserler var ki yeri bende ayrıdır. Bugün de o ayrı olanlar listesine bir tanesini daha eklemiş bulunuyorum: Notre Dame’nin Kamburu. Enfes ötesi bir kitap aynı zamanda Charles Dickens’in iki şehrin hikayesini bitirirken ki hissettiğim duygularla eşdeğer. Victor Hugo,benim için Fransız edebiyatı deyince aklıma gelen ilk isimdir. Kalemini ve anlatış tarzını gerçekten çok beğenerek okuduğum yazarlardan birisidir. Bir İdam Mahkûmunun Son Günü’nde olduğu gibi Notre Dame’nin Kamburu’nda da giyotin sehpasını ver darağaçlarına karşı keskin eleştirilerde bulunmuş;kaleminde hep bir adalet anlayışını,masumiyeti işlemiştir,üstelik bunu doğrudan değil olaylarla okuyucunun kendisinin de hissetmesini sağlamıştır. Gelelim kitaba,kitap isminden de anlaşılacağı üzere Notre Dame katedralinde geçiyor. Katedralin iç ve dış mimari tasvirini sayfalarca anlatmasının nedeni,o dönemde bakımsız olan bu klisesi yıkılması düşünüyormuş. Victor Hugo da halkın tepkisini çekmek gayesiyle böyle bir eseri kaleme almış. Ve hedefinde de başarılı olarak katedralin restorasyonu sağlanmış. Parisi ve sokaklarını,Paris toplumunu anlattığı o sayfalarca bölüm okurken sıksa da çok yerinde bir anlatımdı. Gelelim roman konusuna,Klise önüne bırakılmış çirkin,kambur,insanların kendisinde kaçtığı Quasimodo ve onu sahiplenen Notre Dame klise başdiyokozu Cloude Frollo’nun Esmeralda adıyla anılan dönemin güzide çingene kızı arasında geçen aşkı; yoğunlaşmış bir şekilde işliyor. Karakterler birbirleriyle çok zıt seçilmiş: çirkin,kambur ama merhametli;güzel ama ucube;dindar fakat merhametten nasibini almamış bir diyakoz... Karakterlerden en sevdiğim karakter yapısı itibariyle Quasimodo oldu. Yalnızlığından Kitapları dost edinmiş olmasından, merhameti bu kadar güzel hissettirmesine kadar aynı şekilde Esmeralda’nın ona verdiği su için ömrünü ortaya koymasındaki vefakarlığı çok çok güzeldi. İnsana merhamet ne de güzel yakışıyor değil mi? Esmeralda... güzelliğin bedelini ağır ödemiş bir karakter oldu. Fakat o son sahnede annesi ile olan anlarında ve annesinin ona kalkan olduğu anları gözlerim dolu dolu okudum. Baştada belirttiğim gibi roman konusu itibariyle bir aşk ekseni etrafında dönmüş olsa da,yer yer değindiği Ortaçağ’ın karanlık yıllarını,halkın en alt sınıfı olan,yoksullar ve çingeneleri; toplumun en üst düzeyinde olan: kral,din adamları,soylular ve yaşanan sınıf çatışmaları,ekonomik koşulların yetersizliği,baskı,yönetim şekli ve haksız ölüme mahkûm edilen halk.. bundan daha iyi anlatılamazdı. Ve tabii ki aşk; en masumundan en karşılıksız olana; en tutkulusundan en çıkarcısına hepsini bir arada veren enfes bir kitap. Romanın aynı zamanda hem filmi,hem çizgi filmi ayrıca müzikali de mevcut. Kitap bitince arkasına bunlardan birini izlemek harika oluyor. Fakat şunu belirtmek isterim ki ben 1997 yapımını izledim ve filmde bazı eksik yerler, karakter vs vardı sonu da kitaba göre biraz daha farklı bitti; yine de çok severek izledim. Bu kitaptan sonra Sefiller kitabını okumak için ciddi anlamda sabırsızlanıyorum. Okuyacaklara bol keyifli okumalar :)
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,6bin okunma
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.