Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

96 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
"Tanıdık bir ağrı var Recep Kayalı’nın öykülerinde. Uzaklarda olduğunu sandığımız ama yakamızı bırakmayan bir ağrı. Kelimelerin arkasına saklanan küçük dünyaların sızısı. Dünyayla cezalandırılmış babaların kamburunu sırtında taşıyan çocuklar, ruhlarındaki boşluğu harf harf doldurmaya çalışan genç adamlar ve onların gerçeğe çok yakın duran gerçekdışılıkla iç içe geçmiş hikâyeleri, şiirden el almış, gördüğünü gösteren, görülmeyenleri de hissettiren, kendi yatağını bulmuş bir dille yeniden yoğruluyor bu kitapta. Recep Kayalı, yazı yolculuğunda ‘Taşın Dediği’den sonra emin bir adım daha atıyor.” diyor sevgili Ethem Baran kitabın arka kapak tanıtımında. İçinde 8 öykünün yer aldığı kitabımızla 8 insanın hayatına yolculuğa çıkıyoruz. Maneviyatı yüksek öyküler, konusu insan olan öyküler... Küçümsenen, bazen yok sayılan, bazen anlaşılamayan, bazen de kabul etmek istemeyeceğimiz durumları dupduru bir dil ile kaleme almış genç yazarımız Recep Kayalı. 92 doğumlu genç yazarımız edebiyat mezunu, o gençliğe dopdolu öyküler sıkıştırmış. Bu öykülerden Bir kaçına değinmek istiyorum : &Kamburuma Üç Sebep En can alıcı öykülerden biri ile giriş yapılıyor kitaba. Okurken kendinizi kambur adamın yerine koymak kaçınılmaz. Akran zorbalığının çok iyi işlendiği bir öykü. Çocukluğundan beri kamburundan, insanların bakışından hiç kurtulamayan bir adamın ızdırabı kızı olunca son bulur. Lakin akran baskısına uğrayan küçük kızı kambur yüzünden dalga geçildiği için babasından bir istekte bulunur. İsteği kitabı okuyunca göreceksiniz :) "Kamburluğumu hatırladığımdan beri yabancı gözler var sırtımda. Gözün ağırlığı hiçbir ağırlığa benzemez. S. 16" İçimizi acıtan bir öykü. &Gökte Uçan Hüma Kuşu öyküsü Okurken hüzne kapılacağınız, bir o kadar duygusal, bir o kadar burnunuzun direğini sızlatacak bir öykü. Engelli bir kız çocuğuna sahip olan genç bir çiftin yaşadıkları muhteşem anlatılmış. Yaşananlar o kadar hakiki anlatılmış ki... Evlatlarının ağzından çıkacak bir söz için, vereceği bir tepki için mücadele eden babanın emeği içimizi dağlayacak... "Üçümüz bir parka, lokantaya gittiğimizde insanların kalp kıran, o meraklı, bizi zehirleyen gözlerinin göğsümüzde kurşun yarası açan acıma dolu bakışları... Sıla'ya baktıktan sonra kendi çocuklarının başlarını okşamaları... S. 26" &Persona Non Grata öyküsü Yazdığı şiirini kimselere duyuramayan genç şairin yaşadıkları muazzam anlatılmış. İçinde tıpkı babasının içindeki gibi temsili bir hayvan olduğuna inanan genç şair içindeki hayvanın ağrısı olan bir insan gibi inlediğini belirtiyor. İçindeki bu sesi bastırmak için daha çok şiire sığınan bu genç şairimiz yine duyuramaz sesini. Hep şiirinin yayınlanacağı günü bekler içindeki temsili hayvanla. "Başıboş bir köpek gibi rahat dolaştığım sokaklarda bu sefer dev bir kediye dönüşen insanlardan kaçan ürkek bir lağım faresi gibi dönüyorum.. S. 39" "Titriyorum. Ayaklarım benden bağımsız hareket ediyormuş gibi koşuyorum sonra. İçimdeki hayvan, var olduğunu kanıtlamak istiyor." s. 45 &Kör Kuyulardan Çıkartılan Hikâye babası cellat olan bir çocuk düşünün. Evlerine kimse uğramıyor, yalnızlık içerisinde babasının işinden ötürü... Babası bir katil miydi? Bu iç hesaplaşmayı yaşayan kahramanımız samimi bir dille aktarılmış.
Kamburuma Üç Sebep
Kamburuma Üç SebepRecep Kayalı · Bilge Kültür Sanat · 2020270 okunma
·
76 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.