Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

584 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
TOM AMCANIN KULÜBESİ Selamlar#1nobel1klasik kulübümüzün 2.kitabı Tom Amcanın Kulubesi'ydi. İtiraf edeyim kitap hakkında hiç araştırma yapmadan başladım. Konusundan bile bihaberdim. Klasik kitaplar beni biraz korkutur her zaman birde 30'dan fazla kişiyle aynı kitabı okuyacak olmak daha bir tedirgin etti. Aman sıkılır mıyım acaba, konusuna, yorumlarına baksa mıydım, ya herkes okur ben kalırsam, anlatılmak isteneni anlayabilir miyim acaba bla bla bla... Kurup durdum kafamda şubatın başından beri. Klasik kitapların genelde ağır bir anlatımı, ağdalı bir dili, uzun betimlemeleri vardır. Okuyucuyu biraz zorlarlar genelde. Ama bu kitap hiç öyle değildi. Yazarın beğenilme kaygısı güdmeden yazdığı çok açık. Kurmaca bir metin yazmaktan ziyade yaşanılan sıkıntıları bir şekilde bağırmak istemiş gibi geldi bana. Kurmaca bir metin olsa bile yaşanılan bir yerde gerçek hikayedeki kahramanlar tüm bu sıkıntıları yaşamış ztn yazar yaşanmışlıkları bir araya getirerek hikayeyi oluşturmuş. Yani gerçek yaşananlar olayları harmanlayarak kurmaca bir metin çıkarmış ortaya. Okuyucu etkilemek, gibi bir kaygısı olmadığından betimlemeler oldukça kısa, metin dili oldukça sade günlük konuşma dilinde yazılmış. Yazar beğenilme kaygısı güdmemiş ama kitap yazıldığı dönemden itibaren gündemden hiç düşmemiş. Sadeliğin gösterişini hafife almamak gerekiyor demek ki :) Kitabın Amerika 'da iç savaşa neden olduğunu söyleyenler var. Amerika' da köleliliğin ortadan kalkmasına vesile olan kitap olarak geçiyor her yerde. Fahrenheit 451 kitabında "Beyazların sevmediği kitap" olarak geçer. Kitap oldukça hüzünlü bir kitap Amerika 'nın ilk kurulduğu zamanlarda Afrika' dan satın alınan siyahi insanların köle olarak kullanılması ruhsuz bir eşya gibi alınıp satılması ve bu durumun herkes tarafından çok normal bir şey gibi benimsenmiş olmasını anlatıyor. Bu kitap yıllardır devam eden bozuk düzene dur demek için yazılmış. Tom Amca ve onun gibi pek çok kölenin sözde burjuva insanlar elinde neler çektiklerini anlatıyor. Sırf parayla sahip oldukları için bir insanı öldürebiliyor, günlerce işkence edebiyor, aç bırakabiliyorlar ve bu suç sayılmıyor. Hepsi toplumda oldukça medeni ve centilmen insanlar olarak tanınıp, saygı görüyorlar. Kitapta beni en çok üzen şeylerden biri kölelerin bu durumu o kadar benimsemiş olup kendi hakları olabileceğini asla düşünmemeleri, aslında en temel haklarını çok uzak bir hayalmiş gibi görmeleri.. Beni üzen bir diğer konu ise Eva'nın sonu. Ah Eva ahh.. Üzümlü kekim sen böyle bir sonu hiç haketmemiştin bence. Kirli dünyanın temiz insanı olarak çok daha iyi bir sonun olmalıydı. Tom Amca yaşanılan, başına gelen her türlü kötülüğe içindeki dini duygular ve vicdanı sayesinde katlanıyor. Her türlü işkenceye rağmen kişiliğinden asla taviz vermemesi ve insanlar hakkında kötü duygular beslememesi bazen pess dedirtti okurken biraz sesin çıksın be adam diye isyan ettiğim oldu. Ben okurken katlanamadım ama bazı insanlar bunları yaşadı hala dünyanın bazı yerlerinde insanlar böyle olaylara, işkencelere maruz kalıyor. Kölelik maalesef dünyanın ilk zamanlarından günümüze kadar olan belkide insanlığın en büyük kanayan yarası.. Irçılık, ten rengi, göz rengi, din, dil, cinsiyet, kültür farklılıkları.... gibi pek çok konuda hala insanlar farklı olanı kabullenemiyor. Kendi seçimleri olmayan konulardan dolayı dışlanıp, hesap soruluyor hatta öldürülüyor bazı insanlar. Fazla iyimser olacak belki ama bir gün biter ve dünya gerçekten yaşanmaya değer bir yer haline gelebilir umarım Yorumumu Amin Maalouf 'un çok sevdiğim bir sözü ile noktalıyorum. Kimliğiniz kişiliğinizin önüne geçmesin..
Tom Amca'nın Kulübesi
Tom Amca'nın KulübesiHarriet Beecher Stowe · Can Yayınları · 20191,740 okunma
·
506 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.