"Önce ekmekler bozuldu, sonra her şey… Çünkü yeryüzünde savaş vardı. İnsanlar sebebini bilmeden, düşünmeden ölüyor, öldürüyorlardı." Varlığından habersiz olduğum ve yazıldıktan tam 77 yıl sonra okuduğum için hayıflandığım bir eser. Manavgat Halk Kütüphanesi raflarında kesişti yolumuz, söz konusu ekmek ve gül olursa hemen elim gider bir kitaba. Burada da ismi ve Can Yayınları'ndan çıkan bu kapağı çok ilgimi çektiği için aldım raftan. Kitapta yer alan 16 öykünün temeli, İkinci Dünya Savaşı’nın yarattığı savaş sonrası çöküntüyü atmosfer olarak taşıyan İstanbul’daki yaşam mücadelesi. Ancak benim için kitap tüm bunların dışında idi. Öykü karakterlerinin, sessizce dış dünyayı incelemesi; bunu kimi zaman bir kahvehanede çayını içerken yoldan geçen insanları izlemek şeklinde, kimi zaman odasından karşı evlerin ışıklarının ne zaman yandığını ve o evlerde ne hayatlar yaşandığını düşünmek şeklinde vermesi, beni adeta silkeledi ve "bu benim" dedirtti. Çoğu zaman bir ırmak kenarında oturup, orada yüzen ördeklerin ne hissettiğini, yolda karşılaştığım bir kedinin ya da köpeğin başını okşadığımda mutlu olup olmadığını, toplu taşımada yolculuk yaparken çapraz koltuğa oturan omzu çökmüş bir amcanın aklından neler geçirdiğini düşünür dururum. Kitabı okuduktan sonra bu ve benzeri sorgulamaları meğer ne çok yapıyormuşum dedim. Çok çok sevdiğim, beni kendime getiren bir eser oldu. Kütüphanem için mutlaka temin edeceğim, ancak günümüzde Doğan Yayınları çıkarıyor kitabı, elbette Doğan'dan değil, Nadir Kitap sitesi aracılığıyla Can veya Tekin Yayınları'ndan olan eski bir baskısı edineceğim.

Önce Ekmekler BozulduOktay Akbal · Can Yayınları · 2017154 okunma

·

137 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.