İyi Ki Doğdun Güzel Çocuk“Nasıl ki yılları buldu
Bir mısra dolu maceram”
Ahmet Arif’in “Hasretinden Prangalar Eskittim” şiirinden, altını çizdiği bu mısralar, bence tam da onun hayatını anlatan nitelikte..
Deniz Gezmiş.. 25 yıllık hayatına sığdırdı bütün vatanseverliğini. Faşist ilan edildi. Komünist, bölücü, anarşist ilan edildi. Anayasayı, adaleti, bağımsızlığı, özgürlüğü savundu. “Anayasanın tamamını, bir kısmını tadil (değişiklik, değiştirme), tebdil (değiştirme) ve ilga (ortadan kaldırma)ya cebren teşebbüs suçu” ile yargılandı, Yusuf ve Hüseyin ile birlikte. Ki Deniz’i, Yusuf’u ve Hüseyin’i yargılayanlar, anayasayı değiştirmekten söz ederken yapıldı bu! Trajikomik bir durum.
Onların ki en başta hukuki sebeplere dayalı bir cezalandırma iken, suçsuzluklarını belgeleyen türlü delillere rağmen, idam kararlarından vazgeçilememesi; olayın hukuksallığından öte, politik ve siyasi bir sebebe dayalı olduğunu gösterdi. Ne olursa olsun, idam edilecekler! Ve sonradan dikkat ettiğim bir ayrıntıyı da sizinle paylaşmak istiyorum. Deniz’lerin idam kararını kabul eden milletvekillerinden biri de Kayseri Milletvekili Turhan Feyzioğlu’ymuş; yani Metin Feyzioğlu’nun büyükbabası! Belki bu bilinen bir şeydi, ama ben yeni öğreniyorum.
Babası Cemil Gezmiş, oğluna yazdığı mektupta, karlı bir Ayaş sabahında, ağlayarak dünyaya gelmesini; sanki ömrünü değerini bilemeyecek insanlar için feda edeceğini anlamış olmasına bağlamış. “Çünkü karşında yaratık olarak ilk bizi görmüştün. ‘Ben bütün ömrümü bu nankör yaratıklar arasında mı geçireceğim’ diye düşündün.” diyerekten..
Neden bu ülkede okuyan, kendini ve ülkesini geliştirmek için çaba gösteren, ezilen halkın yanında olan, işçinin emekçinin yanında olan insanlar zulüm görüyor? Katlediliyor? Faşist damgası yiyor? Vatanı için savaşması “vatan hainliği” oluyor? “Rehber Kuran hedef turan!” diye bağıran şahsiyetler el üstünde tutulurken, “Tam bağımsız Türkiye!” diyen gençlerimiz neden anarşist oluyor? Bir ülkenin bağımsızlığını istemek NEDEN ANARŞİSTLİK OLUYOR?
Bu ülkede nice parlak gencimizin, geleceğimizi aydınlatan güneşlerimizin ışığı, türlü bahanelerle söndürüldü. Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Hüseyin Cevahir, Cihan Alptekin, Tayfun Cinemre, Ulaş Bardakçı ve daha pek çoğu.. Üzerine atılan suçla, yaşı mahkeme tarafından büyütülerek idam edilen Erdal Eren gibi gençlerimiz de var tabii ki.. Tarih bunları yapanları elbet cezalandıracak, ben buna inanıyorum. Tıpkı Deniz’lerin idam kararını veren dönemin Ankara 1 No’lu Sıkıyönetim Mahkemesi’nin Başkanı emekli Tuğgeneral Ali Elverdi’nin yediği yemekten boğularak ölmesi gibi.
Tüm adaletsizliklerin cezasını bulacağı ve adaletin gerçekten sağlanacağı yarınlara..