Shaun Tan , çalışkan ve tembel masallarının baş kahramanı olan tembel ağustos böceğini bu kitabında alışılmış rolünün tam zıttı bir pozisyonda karşımıza getiriyor. Evet bu ağustos böceği bizim bildiğimiz ağustos böceği değil...
Modern şehir hayatında geçiyor bu hikaye. Yazarın çizimlerinden de bize hissettirdiği gibi beton grisinin hakim olduğu bir şehirde.
Yüksek binada 17 yıldır veri girişi yapan çok ama çok çalışkan bir memur bu sefer ağustos böceği..
Hastalık izni kullanmayan, hatanın affedilmediği bir ortamda çalışan bir memur.
Terfi yok bu şirkette onun için, verilen işi otonom bir şekilde yapmalı sadece.
İnsanların işlerini düzgünyapmamasından dolayı sürekli mesaide de aynı zamanda, ama bunun karşılığında bir teşekkür bile yok ona...
Bunun tersine ona sürekli kötülük ediliyor. Çalışanın sevilmediği, hor görüldüğü bir işi var.
Bu kadar çalışmaya eline geçen para ile bir ev bile tutamıyor, ofisteki bir duvar boşluğunda yaşıyor , ama bunu bile görmezden geliyor şirketi.
Sonunda 17 yıl emek verdiği işinden emekli oluyor ama bir teşekkür, bir kutlama bile yok, masanı temizle diyor patron.
AĞUSTOSBÖCEĞİ bu kadar yıl çalıştıktan sonra artık veda ediyor ve kanat açıyor özgürlüğe...
Her Shaun Tan kitabı gibi derin etki bırakan çizimleri ve gerçekleri masallaştıran bir anlatımla önümüze koyması uzun uzun düşündürüyor..
Hayatın gerçeklerini çocuklarımızla birlikte okurken önümüze döken bu kitap yetişkinler için bir rehber bence.
Nasıl bir hayata sürüklendiğimizi ve sürüklediğimizi düşündüren bir rehber...
Beton grisi, yüksek binaların içerisinde düşünmeyen, yaratmayan, üretmeyen, robotlaşmış mutsuz insanların olmadığı bir dünyaya dönüşmemiz dileğiyle ..
İyi geceler