Her gece uykunda
Babanın mezarına iniyormuşsun gibi
Sanki bakmaktan korkardın ve hatırlamaktan ertesi sabah
Gördüklerini. Hatırladığında
Cesetlerin tıkadığı bir denizle ilgiliydi düşlerin,
Ölüm kamplarında kıyımlar, yığınla kesik kol bacak.
Uykun kanlı bir mabeddi sanki.
Ve içindeki kutsal emanet
Babanın gangrenli, kesilmiş bacağıydı.
Şaşırtıcı değildi uyumaktan korkman
Ve gözlerini açman, 'Düş görmedim,' diyerek.
Neydi yinelenen sözler
O her gece yapılan ayinde, o tarikatta,
Başında olduğun?
O sözlerden elinde kalan kırıntılar mıydı şiirlerin?
Gündüzleri uyanıklığın parçalanmış bir güvenlik duygusuydu
Yapışmaya çalışırdın ona - bilmeden
Neyin korkuttuğunu seni
Her gece
İpnotize ederek dinginlikle doldururdum seni,
Cesaret, anlayış ve dinginlikle.
İşe yarar mıydı? Her gece inerdin yeniden
O mabed mezara,
O özel, her şeyin başlangıcı olan mağaraya
Babalara tapmanın genel kubbesi altında.
Bütün gece sallanırdın kendinden geçmiş bir halde
Uçurumun üstünde
Sayfa 146