Gönderi

256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İstanbul’un Sesleri
Yazar, eserinin “İstanbul’un sesleri” başlıklı bölümünde; “sadece sesler değil, renkler, biçimler, hareketler, ışık ve hatta kokular nasıl herhangi bir obje hatta şahıs hakkında bir fikir verirse, bir açılıma yol gösterirse, şehir için de aynı sonuçların geçerli olduğunu” ifade etmektedir. Bu meyanda İstanbul’un sesleri de, İstanbul hakkında, İstanbul’da yaşanan hayat hakkında bir takım ipuçları verecektir.. Eski İstanbul’da şehri adeta arındıran temizleyen poyrazın sesi hakimdi, eski İstanbul’da teşrin yapraklarının sesi vardı.. Marmara’da akıntıyı ve girdapları görmek ve onların sesini duymak söz konusu idi.. Akıntının sesini, suda uyandırdığı girdapları seyrederek dinlemek ve bu sayede tabiatın sırrına doğru bir yolculuğa çıkmak eski İstanbulluların vazgeçilmez tutkularındandı.. Hele teşrin yaprak yaprakları, yani sonbaharın bu nadide hediyesi, eski dönemlerin bahçelerle bezeli İstanbul’unda hemen her insanın şahit olduğu güzel bir tabiat hadisesiydi. Rüzgârla beraber harekete geçen kuru yaprakların hışırtısı eski İstanbulluları hayatın manası gayesi ve neticesi hakkında derin düşüncelere sevk etmekteydi bütün bu sesler bugün artık duyulmuyor.. Yine eski İstanbul’da ses yükselten cihazlar olmaksızın okunan ve adeta gâipten gelen bir ses gibi insanın ruhunun derununa hitabeden, bir sonraki safha olan ibadetin manevi atmosferine rahat ve tatlı bir giriş imkanı sağlayan ezanlar sesleri vardı.. Eski İstanbul’da şehrin sokaklarında dolaşırken özellikle yaz mevsimlerinde hafif aralık pencerelerden dışarıya taşan ninni sesleri vardı.. eski İstanbul’un sakinlerinin kendilerine ait sesler dünyası ve öz musikileri vardı..Heyhat ki bugün İstanbul’da, bütün modern şehirlerde var olan ancak İstanbul’da biraz daha yoğun olarak hissettiğimiz trafik uğultusu hakim.. Bu yüzden İstanbul’un güzel seslerini duymak ve yaşamak mümkün değil..  Bugünkü İstanbul’un sokaklarında seyyar satıcıların yüksek volümlü cihazlar kullanarak çıkardıkları anlamsız ritimsiz sesler, evlerde ve araçlarda yüksek volümlü cihazlar kullanılarak çalınan ve dinlenen kimliksiz ve yabancı müzik sesleri hakim.. ve yine maalesef yüksek sesle konuşup, bağırıp çağıran insan sesleri hakim.. halbuki eski İstanbul’da sokaklarda ve umumi yerlerde yüksek sesle konuşmak ayıp sayılırdı. İnsanlar birbirlerine tatlı, munis ve çok mütevazi tonlarda hitap ederdi. Zira yüksek sesle konuşulduğu zaman hayatın bir çok nüktesinin ve zerafetinin kaybolup gittiği bilinirdi..
Yahya Kemal'in İstanbul'u ve Devamı
Yahya Kemal'in İstanbul'u ve DevamıSadettin Ökten · Ötüken Neşriyat · 201211 okunma
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.