BABAYA MEKTUP
Bu kitap Kafka’nın ilk kitabı değil ancak diğer kitaplarını anlamak için büyük bir rehber niteliğinde. Kafka’nın eserlerini anlamak için biraz hayatını bilmek gerekiyor. Babası tüccarlık yapan otoriter, güçlü, soğukkanlı, iri yarı, geleneksel bir adam. Kafka babasının tam tersi özelliklere sahipti ancak babası oğlundan hep kendisi gibi olmasını bekliyor ve olamadığında onu yetersiz görüyor, hayatı üzerinde baskı kurmaya çalışıyordu. Annesi aydın bir Alman yahudisi. Yaşadığı dönem siyasi karışıklık ve baskıların olduğu, insanların kendilerini özgür hissedemediği bir dönem. Prag’da dünyaya gelen Kafka, kimya ve dil eğitimleri denemelerinden sonra hukuk eğitimi almaya karar veriyor. Özel hayatında da hayatına giren kadınlarla bir türlü düzenli ilişkiler yaşayamıyor; sürekli başlayıp biten, ailesi tarafından onaylanmayan ilişkiler yaşıyor ve bunlardan hiçbirini evliliğe dönüştüremiyor. Oysa evliliğin ve dünyaya bir can getirmenin onu mutlu edeceğine inanıyor. Kafkanın hayatında en önemli iz bırakan kişi babasıdır. Baba figürü karşısında hep ezildiğini hisseder ve bu edebi kişiliğine de yansır. ( Dönüşümde bir böcek olması) Babaya mektup aslında direk ona söylemek istedikleridir ancak yazdıklarını hiçbir zaman babasına veremeyeceğini zaten bunun için çok geç olduğunu söylemiştir.
Babaya Mektup kitabını okurken hem babasının kişiliğini hem de babasının kendi kişiliğini nasıl şekillendirdiğini anlıyoruz. Okurken aldığım notları yazayım. Babası: sert, otoriter, hakaret eden, küçük gören, başkalarının fikirlerine saygı duymayan, sürekli utandıran, kaba, özele saygı göstermeyen, tehdit eden, korkutan, azarlayan, ezmeye çalışan... Kafka ise: özgüvenini yitirmiş, suçluluk bilinci geliştirmiş, yalnız, yetersiz ve güvensiz hisseden, kendini suçlayan, korkak, gözlemci, başaramayacağına inanan...
1917 yılında tüberküloz teşhisiyle hastaneye yatan Kafka 1924 yılında hayatını kaybeder.(41 yaşında) Kafka öldükten sonra bu kadar başarılı bir yazara hem Prag halkı hem Almanlar hem de yahudiler sahip çıkmak ister. Zamanında Yahudiliği bünyesinden silmeye çalışan Almanya da Kafkayı baş tacı etmiştir. Kısacık ve anlamlı bir kitap. Hissettikleri üzücü olduğu için okurken biraz kasvet basmıyor değil ama onu anlamak için okunması gereken bir eser. Çok okumalar diliyorum herkese.