Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

231 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Kadın cinsinin toplumsal sorunları toplumsal bir kurum olarak aile ile beraber değerlendirilme zorunluluğu taşıyor.Kitabın ismi üzerine düşünmeden içeriğe giriş yapamıyorum.Evet, kadın aileden bağımsız düşünülemiyor.Öyle ki feodal dönemden kalma bir alışkanlık olarak bazı erkekler birlikte oldukları kadından ve hatta bazen onlardan olan çocuklardan bahsederken özel ad veya cinsiyet adı kullanmak yerine 'aile' sözcüğünü kullanmayı tercih ediyorlar, örneğin eşlerini kastederek 'ailemde yanımdaydı' diyorlar. Kadının adının (cinsel ya da özel ad olarak fark etmeksizin) ve aile içindeki statüsünün utanılacak bir konum belirttiğine işaret ediyorlar böylelikle.Kadın sözcüğünün gündelik dilde kullanımından özellikle bir kaçınma olduğunu söyleyebiliriz.Bu kaçınma ve perdeleme ihtiyacı duyma hali, kadınların toplumun geçmiş tarihsel dönemlerindeki toplumsal konumuna ciddi bir göndermede bulunuyor. Günümüzde Batı uygarlığında aile ile özdeş bir anlamda kullanılan familia sözcüğü ortaya çıktığı Roma döneminde erkeğe ait olan kadın, köle ve çocukların tamamını kapsayan bir kelime olarak kullanılmış.Sanayinin gelişmesiyle modern kapitalist toplum içinde kadın, geçmişte sadece aile içerisinde ve onunla özdeş olarak düşünülebiliyorken, toplumun bu tarihsel aşamasıyla birlikte aile sınırlarının dışına çıkarak toplumsal üretime katıldı ve bunun sonucu olarak statüsünü ve haklarını geliştirebilme olanağı buldu. Ancak bir yönüyle ilerici gelişmelere yol açtığını söyleyebileceğimiz kapitalizm aşaması bazı eski sorunları derinleştirmekle kalmadı, çözülmeyi bekleyen yeni sorunlara da neden oldu. Ailenin ortaya çıkması ve toplumsal gelişmenin her tarihsel aşamasında yaşadığı değişiklikler kadının günümüzde ve geçmişteki toplumsal konumunun kökenlerini anlamamızı kolaylaştırıyor. Özel mülkiyetin toplumda belirmesi ile genslerin parçalanarak ailelerin ortaya çıkması ve kadının eski toplumsal örgütlenme olarak gens içindeki konumunu ailede kaybetmesi aynı dönemde gerçekleşen birbirleriyle bağlantılı toplumsal olgulardır.Bu nedenle bugün 'kadın sorunu' olarak ifade edilen kadın cinsinin toplumsal sorunlarının çözümünün, sorunların tarihsel kökenlerinin doğru açıklanması ve bu çözümlemeye uygun pratiğin geliştirilmesi ile mümkün olacağı sonucuna varılabilir.Marksizmin yaptığı da budur.Marksizme özel olarak kadın sorunuyla ilgilenmediği eleştirileri, çeşitli kuramsal çizgiler tarafından yöneltiliyor.Bu bakımdan Marksist literatürde bu eleştirilere cevap olacak kitaplardan birisi Marksizm Kadın ve Aile kitabıdır. Kitap Marks ve Engels'in yazışmaları ve başka düşünürle polemikleri ile Lenin'in kongre, konferans konuşmalarının yanında Clara Zetkin'in anılarından oluşturulmuş.Yazılar sıralanırken konu bütünlüğünün bozulmamasına dikkat edilmiş, adeta tek bir metni okuyormuş gibi ilerleyebiliyorsunuz. Marks ve Engels'e ait yazılarda sanayi devrimi ve hemen öncesinde özellikle Almanya, Fransa, İngiltere, Rusya gibi ülkelerde işçi ve köylü sınıfı kadın ve çocuklarının toplumsal durumunun geniş görünümünü bulabiliyorsunuz.Ayrıca onlarında yönetim kadrosunda bulunduğu Uluslararası İşçi Birliği'nin (Enternasyonal) faaliyetinde farklı sınıflardan kadınların konumlanışı, derneğin kadın örgütlenmesindeki tutumları Marksist kuramın pratikte açıklıyor.Bilindiği üzere Lenin Marksist kurama çok önemli ekonomik ve politik katkılarda bulunmuş ve Sovyetler Birliği'nin kurucusu olarak olarak onu pratiğe uygulamıştır.Bu nedenle Marksizmin kadın sorununa bakış açısının pratiği Sovyetler'de gözlenebilen bir olgudur.Bu bakımdan Sovyetler'in kurulduktan hemen sonra kadın ve erkek eşitliğinin sağlanması için attığı adımlar Lenin tarafından detaylandırılıyor.Sıklıkla en ileri kapitalist Cumhuriyetlerin bulunduğu Avrupa'da bile kadınların sorunlarının bir türlü çözülemediği, özgürlük ve hak eşitliği söylemlerinin kapitalist toplumda sorunların üstünü örtmeye yarayan süslü bir perde olduğundan bahsediyor.Kapitalizmin doğası diğer başka sorunlarda olduğu gibi kadın erkek eşitsizliğini de durmadan üretiyor.Bu sorunların çözümünün eskilerini yerle bir eden yeni yasal düzenlemelerin getirilmesinin yanında kadının toplumsal üretimin içinde yer alması, ev işi ile çocuk bakımının toplumsallaştırılmasından başlayarak uzun soluklu bir mücadelenin konusu olduğu fikri detaylarıyla işleniyor. Yazımı, bu kadar içerikten bahsettikten sonra biraz da biçimden bahsedip sonlandırayım. Üslup son derece akıcı. Mektuplaşma, konuşma ve anılardan oluştuğu için sanırım çabucak ilerliyorsunuz.Bu aynı zamanda çevirinin de iyi olduğuna işaret ediyor. Özellikle konunun muhatapları olduğunu düşündüğüm hemcinslerime mutlaka zaman ayırıp okumalarını tavsiye ederim.
Marksizm Kadın ve Aile
Marksizm Kadın ve AileKarl Marx · Bilim ve Sosyalizm Yayınları · 2013371 okunma
·
271 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.