Franzen; problemli aileleri ve onların kendileri kadar problemli ilişkilerini ele almayı, uzun uzadıya anlatmayı çok seviyor belli ki. Sevdiği gibi bu olay örgüsünü öyle güzel dallandırıp budaklandırıyor ki 632 sayfa bittiğinde, saatlerce hatta günlerce devam eden bir sınav maratonunu başarıyla atlatmış gibi hissedebilirsiniz kendinizi. En azından ben öyle hissettim. Kitap özeline gelecek olursam, olay örgüsü Purity adlı genç bir kadının yaşamla başa çıkma mücadelesi ile başlıyor. Purity, kısaca Pip, problemli bir evlilikten annesine arta kalan tek iyi şey. Pip her ne kadar annesi ile iyi ilişkiler geliştirmeye çalışıyor olsa da annesi, babasının kim olduğunu Pip’ten sakladığı için aralarında bir duvar var. Olaylar zinciri de tam olarak bu noktada, Pip’in babasını bulma isteğiyle başlıyor. Gelişen olay örgüsünde kendimizi bir bölümde ABD’de, farklı bir karakterin derinliklerinde bulurken; diğer bir bölümde Almanya’da, farklı bir karakterin yaşamında, Berlin duvarının henüz yıkılmamış olduğu zamanlarda buluyoruz. Her bölüm kendi özelinde çok kıymetli. Çünkü kitap boyunca karşımıza çıkan bütün asıl karakterlerin kişilik gelişimlerine çocukluklarından itibaren tanık olma fırsatına sahip oluyoruz. Yanı sıra dönemin siyasal atmosferi hakkında da olay örgüsünü anlamlandırmamıza yetecek kadar bilgiyi öğreniyoruz. Yazarın dili sade fakat olay örgüsünün içerisine girmek zaman aldığından başlangıç aşamasında sabır gerektiğini belirtmeliyim. Bir de eserde yer alan argo kullanımlar ve cinsel içerikli bölümler kimi okuyucular için rahatsız edici olabilir. “Özgürlük” ile iyi bir başlangıç yaptığım Franzen okuma serüvenim “Saflık” ile aynı memnuniyetle devam etti.

SaflıkJonathan Franzen · Sel Yayıncılık · 201838 okunma

·

135 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Tuğba