Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

248 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Selçuk Baran benim için bu yılın yeni tanıştığım yazarlarından oldu. Tanışma kitabı olarak da oldukça doğru bir tercih yaptığımı düşünmekle birlikte, kitabın konusuyla, yazım diliyle, konunun işlenişiyle beni kendine çektiğini söylemeliyim. İyi ki seninle tanışmışım çok sevgili Selçuk Baran, dilerim bu son olmasın... Kitaba dönecek olursak; kitabın ana karakteri Mehmet Taşçı’nın içine düştüğü yalnızlık uçurumunda debelenip dururken, hayatın bir köşesinde kendine yer edinme çabasını, yalnızlığını biraz olsun dindirebilmek için kendini ordan oraya atmasını görüyoruz. Aslında başlangıçta karakterimiz Mehmet Bey yalnızlığı bile isteye kendi hür iradesiyle yaşamak istemiştir; yani bu tamamen onun bilinçli bir seçimidir. Çünkü ne karısı ne kızı ne de yaptığı iş ona iyi gelmektedir. İçinde yaşadığı dünyayı aslında hepten anlamsız bulmaktadır. Çalıştığı bankaya da ailesiyle yaşadığı evine de sığamayan Mehmet Taşçı işinden emekli olup ailesinden ayrılarak kendine küçük bir çatı katı odasını kiralamış, orada on yıl boyunca özgürce okumuş, düşünmüş, yazmış, istediği insanla istediği kadar görüşüp istemediklerini hayatından tek tek çıkarmış, kısacası canı nasıl istiyorsa öyle yaşamıştır. Bu on yılda çok mesut zamanlar geçirmiştir kendi çapında, küçücük şeylerle mutlu olan, gününün büyük çoğunluğunu okumaya ayırarak ruhunu arındıran bir hacı gibidir adeta. Ne o kimseye karışmıştır ne de ona karışan olmuş, kendi küçük dünyasında hiç sorunsuz on yıl geçirmiştir. Ta ki bir gün çevresinde olan biten hiçbir şeyden haberi olmadığını, on yıldır aynı camdan aynı manzaraya bakmasına rağmen, aynı sokaktan sayısızca kez geçmesine rağmen, ne komşularını, ne sokağına uğrayan seyyar satıcıları, ne de çarşı esnafını tanıdığını fark etmiş ve bu onda büyük bir hayret uyandırmıştır. Bunun nedenini düşündüğünde ise; her şeyden kaçarak kitaplara sığındığını, olanları kitaplarla unuttuğunu, kitapların dünyasında kötü olan gereksiz olan her şeyin toz olup uçuverdiğini ve bu yüzden kendini hep kitapların sayfalarına gömdüğünü fark etmiştir. Biz de o andan sonra karakterimizin etrafında olan biteni daha dikkatli takip etmeye ve hafızasını diriltmeye çabalayarak ve huzurla geçirdiği hayatının son on yılının nasıl bir anda tepetaklak olduğunu, yalnızlık cehennemi içinde ordan oraya savruluşunu tüm aşamalarıyla görmekteyiz. Kitabı genel olarak beğenmekle birlikte, yazarın yalnızlık kavramını işleyişini ve karakter üzerinden yansıtış şeklini, yazım dilini, sade ve akıcı oluşunu, oluşturduğu Mehmet Taşçı karakterini de ekleyerek çok sevdiğimi söylemeliyim. Özellikle karakterle empati kurularak okunursa kitabın daha çok tat vereceğini düşünüyorum. Nitekim, elbette tavsiyedir...
Bir Solgun Adam
Bir Solgun AdamSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 2010826 okunma
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.