Gönderi
Orhan Kemal - Evlerden Biri Kitap İncelemesi
Merhaba!
Bugün size okuduğum ilk Orhan Kemal kitabı olan “Evlerden Biri”nin incelemesini yapacağım. Kitabı yaklaşık 3-4 yıl önce görmüştüm ve kapılar ardındaki aile yaşamlarını, ailenin asıl görünüşü gibi konuları ele aldığını duyunca çok merak etmiştim. İçinde bulunduğumuz aileyi nasıl anlatabilir diye düşünmüştüm. Ama kitabında bu düşüncem fazlasıyla silindi çünkü Orhan Kemal, bildiğimiz aile yaşantılarından, sokak yaşantılarından bahsetmiş ama gündelik hayatta çok normal görüp yaşamaya alıştığımız şeylerin aslında nasıl bizi derinden etkileyebileceğini ele almış. Bu kitapta herkes kendi ailesinden, çevresinden bir parça bulabilir, eminim.
Kitapta her türlü insan türü var. Yaşlı bir tacizci, kocasının tacizci olduğunu bilmeyen kadın, babasının taciz ettiği kızı seven erkek, ailenin en küçüğü ve başarılısı olduğu için abisi ve ablası tarafından kıskanılan kardeş, çirkin olduğundan dolayı evde kaldığını düşünen bir abla ve olaylarla dolu mahalle sakinleri.
Ailenin en büyük çocuklarından biri olan İskender, kardeşi Erdal’ı çok kıskanmaktadır. Bunun sebebi kendsinin ortaokul mezunu olması ve öğrenimine devam edememesi ama kardeşinin gelecek yıl hukuk bölümünü bitirip yurt dışında eğitimine devam edecek olması. Neredeyse tüm aile Erdal’a kol kanat germektedir çünkü bütün ve son umutları Erdal’dadır. Erdal oturdukları evin satılmasını, yurt dışına çıkmak istediği için de parasının kendisine verilmesini istemektedir. Doğal olarak abisi ile ablası şiddetle karşı çıkmaktadır. Bu üçlünün çekişmelerine kitapta sık sık rastlayabilirsiniz.
Öte yandan tabiri caizse “Yaş yetmiş, iş bitmemiş” Şadi Amca, onun bir numaralı ve aynı huya sahip kankası Müçteba Amca, mahallenin kızlarını oturdukları kahvehanenin önünde dikizlemektedir. Kitaptaki anlatımlar her ne kadar 80’leri anımsatsa da kitaptaki karakterlerden hala günümüzde var. Bırakın kahvehaneyi, ortak kullanım alanı olan parktan geçerken bile 65+ yaş üstü amcalar tarafından gözleniyorum. Aşırı rahatsız edici bir durum, okudukça rahatsız oldum Şadi amcadan da Müçteba amcadan da. Şadi amca da Müçteba amca da farklı kızlara aşıktır. Bahsettiğim kızlar 19-20 yaşlarında. Ve bir türlü açılıp aşklarından söz edememektedir. Aynı zamanda birilerinin bundan haberdar olmasından ödleri kopmaktadır. Yine de aşklarını kalplerine gömmek yerine gözleriyle taciz etmekten vazgeçemezler!
Şadi amca Nursen isimli bir genç kıza aşıktır, Müçteba amca ise Nurcan’a. Bir de bu iki genç kızımızın Ayla isminde arkadaşları vardır. Evin büyük oğlu İskender, babasının da aşık olduğu Nursen’den çok hoşlanmaktadır. Aynı zamanda, evin küçük oğlu Erdal ise Nursen’in annesi Leman hanımdan hoşlanmaktadır. Leman hanım ise, 35 yaşında, erken evlenmiş ve kocasından ayrı, kızıyla beraber yaşayan bir kadındır, kendisi de aynı zamanda Erdal’a karşı boş değildir. Evin en büyük çocuğu Ayşe ise çirkin olduğunu düşündüğünden dolayı kimseye yaklaşamamakta ve kimse tarafından sevileceğine inanmamaktadır. Bütün bunları çözene kadar beynim yandı ama çözünce de ağzım açık kaldı tabi…
Kitap genel olarak bu karakterlerin diyalogları ve yaşadıkları üzerinden gidiyor. Bazen öyle olaylar oluyor ki “Vay be, bu da mı olacaktı!” diyebiliyorsunuz. Kitabı okurken kendimi bir dizi senaryosu okuyormuşum gibi hissettim. Nereyse hiçbir olay atlanmıyordu, en ince ayrıntısına kadar anlatılıyordu ve olaylar birbirine çok iyi bağlanıyordu. Kitabın ortalarında “Tam 4 sezonluk Türk dizisi çıkar bu kitaptan!” diye düşünmüştüm ama sonrasında mümkün olmadığını anladım çünkü sansürlenmesi gereken çok yeri var ve eğer bir gün dizi olursa kitaba sadık kalınamayabilir gibi geliyor bana.
Daha uzun olsa bile keyifle okuyabilirdim çünkü kitabın içindeymişim gibi hissettiren bir dili var Orhan Kemal’in. Keyifle okudum, tavsiye ederim. Bir sonraki kitap incelemesinde görüşmek üzere!
··
107 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.