Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

224 syf.
8/10 puan verdi
Yeniçeri kahraman mı? Canavar mı? Mağdur mu?
Yeniçeri Ocağı, Osmanlının ve Osmanlı düşmanlarının efsanevi saydıkları (!) ürkütücü tavırları, pala bıyıkları, tek tip üniformaları, mehter bandosu "ceddin deden neslin baban..." naraları ve "Allah Allah Allaaahh..." diye bağırarak düşmanın üzerine yürüyen, onları korkutan ölümcül bir askeri birliktir. Yani temelinde askeri birlik amacıyla kurulmuştur en azından. :) 14. yy'da I. Murat zamanında kurulmuştur (II. Mahmut tarafından kaldırılmıştır ama buraya sonra değineceğiz:). I. Murat döneminde çıkılan seferlerden, Balkanlardan toplanan savaş esirlerinden veyahut o dönemde yapılan anlaşmalar sonucu pençik alınarak yani 8-18 yaş arası toplanan çocukların zorla alıkonularak müslüman yapılmış, eğitilmiş ve askeri bir birlik haline getirilmeye çalışılmıştır. I. Murat kendilerine kuloğullarım da demektedir. Yani yeniçeriler padişahın kullarıdır! Bektaşilik, devşirmelerden oluşan Yeniçeri Ocağı'nın Müslüman olmasını sağlayacak sistem olarak en iyi çözüm olarak görülmüştür ve devletin kuruluş dönemi boyunca Osmanlı padişahları Bektaşiliğin gelişmesini desteklemişlerdi. Yeniçeri ordusu seferlere giderken yanlarında bektaşi dedeler de eşlik ederlerdi. Pek çoğu yetenekli okçulardı. Yakın dövüş eğitimi almış ve iyi kılıç kullanmaktadırlar. Zamanla ateşli silah kullandıkları da görülmektedir. Kendi içlerinde birbirlerine "yoldaş" diye hitap ederler. Yeniçerilere maaş bağlanır fakat evlenmeleri, ticaretle uğraşmaları yasaktı kısacası toplumda sosyal hayatları yoktur. Zamanla evlenmelerine müsade edilmiştir. *Bana kalırsa yeniçeri ocağı bozulma dönemine girene kadar Yeniçerilerden en iyi faydalanan devlet adamı II. Mehmet olmuştur. Kaldı ki Konstantinapolisin ele geçirilmesinden II. Mehmet'in zekası ve Yeniçerilerin hünerleri ile gerçekleşmiştir. Bu inkar edilemeyecek bir gerçek. Tabii diğer yandan da II. Mehmet'in yeniçeriler üstündeki baskısı diyebiliriz sanırım. Yazar yeniçeri ayaklanmaları ve ahlaksızlıklarına karşın yorumları yumuşatmış fakat biraz tarih bilgisi olanlar için detaylara tekrar tekrar girmeye lüzum yok sanırım. Askeri tarihteki önemi zamanla savaş yeteneklerini kaybetmeleridir. Bknz. yine Fatih dönemi sonrası. Tabii bu sonucun temelindeki en büyük unsurda Fatihten sonraki Padişah, Vezir ve halkın yeniçerilerden çekinip korkmasıdır. Hotin seferi sırasında I.Osman yeniçerilerin usulsüzlüklerini sezmiş ve bu ocağı kapatmak istemişse de başarılı olamamıştır. Özellikle ulufe sistemi (3 ayda bir alınan maaş), padişah değişikliğinde verilen bahşişler yeniçeriler arasında huzursuzluğa sebep olmuştur. Bu huzursuzluk halk arasına kadar sıçramış ve toplum düzenini bozmuştur. Buraya kadar yine bu klasik hikayeyi bilmeyen yoktur sanırım. Fakat olaylara tarafsız bir bakış açısı ile bakarsak? Yani düşününki 8 yaşında, ailesinden kaçırılarak veyahut zorla el konulmuş bir çocuksunuz. Başka bir ülkeye getiriliyorsunuz ve kimliğiniz, dininiz elinizden alınıyor. Başka bir ülkenin devlet adamı ve halkı için savaşmak üzere yetiştiriliyorsunuz. Çeşitli şiddet'e maruz kalıyorsunuz. Bu durumda gittiğiniz toprakları sevebilmeniz mümkün mü? Oraya ayak uydurabilmeniz onlar gibi olmanız mümkün mü? Elbette değil. Devşirme sisteminin sorunsuz ilerleyebileceğini kendi ırkımızdan baz alırsak bu sisteme inanmak ahmaklıktan başka bir şey değil. Bu çocukların ihanetleri gayet öngörülür bir durumdur. Her ne kadar dönemin yöneticileri ve yönetici kadrosu buna inanmak istese de sistemdeki en büyük unsur apaçık ortada.. Yukarıda da belirttiğim gibi bu Ocak'tan en iyi yararlanan, dizginleyen devlet adamı Fatih olmuştur. Bugün bile pek çok kişinin biat ettiği koca Osmanlı Devletini çöküşe hazırlayan/iten en önemli unsurlardan biri "devşirme usulü"dür.
Yeniçeriler ve Bir Yeniçerinin Hatıratı
Yeniçeriler ve Bir Yeniçerinin HatıratıKemal Beydilli · Yitik Hazine Yayınları · 201326 okunma
··
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.