Gönderi

Ağlamak için soğan kullanmaktan bıktım.
Aklıyla kalbi arasındaki muhakemede sıkışıp kalan sözcükleri var sevdiğim kadının, yüreğinin ne istediğini tam olarak bilemiyor. Köklerinden kurumaya başlayan mutluluğun güneşe uzanan taze umut ışığına dek ulaştı zehir, şimdi ne tomurcuk kaldı ne de ufacık bir filiz, geldiği yer şimdi kocaman bir uçurum; önünde ise bir bilmece. Biliyorum ki elleri yalnız, kalbi desen kırık dökük bir harabeden farksız. Ağlayabilmeyi çok isterdim omuzlarında sevdiğim kadının. Neyse hazır narkozdan çıktı bedenim fazlaca yormayayım kalemimi.
·
6 görüntüleme
ezgi kitap