Kitap iki hikayeden oluşmaktadır. İlk hikaye güzeldi fakat ikinci hikaye dikkatimi daha çok çektiği için sadece ikinci hikaye hakkındaki görüşlerimi dile getirmek istiyorum. İstanbul üniversitesi edebiyat fakültesinde doçent olan Murat aynı zamanda profesyonel jokey ve her yarışmada birinci olacak kadar başarılı bir binicidir. Bir at kazasında beyin üstü düşen Murat ; doktordan, gözlerinin ciddi hasar gördüğünü ve yakın zamanda kör olacağını öğrenir ve bu sırada bir edebiyat eseri yazmakta olan Murat bu duruma çok üzülür. Gözleri kör olmadan eserini bitirmek ister. Bu sebeple kimsenin onu tanımadığı bir köyün ücra köşesinde bir kulübeye yerleşir. Durumundan da kimseyi haberdar etmez. Köyde Zehra adında bir kız onunla tanışır ve onu tanımak ister fakat gizemli kişiliğinden ödün vermek istemeyen Murat kendisine yöneltilen soruları geçiştirmeye çalışır. Zehra ile Murat'ın konuşmaları bir süre devam eder Murat dan etkilenmeye başlayan Zehra yavaş yavaş aşık olur. Murat'ın durumunu öğrenen Zehra duruma çok üzülür ama Murat'ın kör olması Zehra'nın ona karşı duyduğu derin aşkın önüne geçemedi ve Zehra her şeyi göze alarak son nefesi dahil muratla birlikte olmaya razı olur. Murat, Zehra'nın gençliğini kör birisine bakarak geçirmesini istemediği için ne kadar engellemeye çalışsa da Zehra'yi kendinden uzaklaştıramıyor ve hikayenin sonu müthiş bir sonla bitiyor. Üstad Necip Fazıl Kısakürek hikâyeyi imgeler ve kelimelerle gözümüzde o kadar güzel canlandırıyor ki okuduğunuzda kendinizi olayın içinde hissedeceksiniz. Duyguları öyle bir hissettiriyor ki insan kendini olayın bir parçası olarak hissetmek durumunda kalıyor. Her bakımdan okuduğum en güzel aşk hikayesiydi diyebilirim. Eser hakkında söylenecek daha çok şey var ama ben bu kadarıyla yetinmek istiyorum. Her ne kadar hikayenin içeriği hakkında bilgi vermiş olsam da eseri mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Yazdığım ilk incelemeyi sabırla okuduğunuz için teşekkür ederim. Selam ve dua ile...

KatibimNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 1972151 okunma

·

42 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İlyas Orhan