Gönderi

168 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 21 hours
"Ecevit"çi Olmak
Çocukluğumda etrafta sıkça duyduğum tabirlerden biri "Ecevitçi" idi. O dönemde insanlar birbirlerini destekledikleri partinin lideri ile tanımlıyordu; Ecevitçi, Türkeşçi, Demirelci... "Ecevitçi" bir ailenin çocuğu olmak, aklım ermeye başladıktan sonra benim için hep bir onur kaynağı oldu. Sosyal demokrat bir babaya, ona nazaran daha fazla muhafazakar değerleri olan bir anneye sahiptim. Ancak bu farklılıklarına rağmen birleştikleri noktalardan birisi "Ecevit"ti. Bana öğretilen Ecevitçilik de; her durumda iktidardan yana değil halktan yana olmak, zengin - varlıklı olsan bile gösterişten uzak durmak ve mütevazı yaşamak, doğru bildiğin doğruları sonuna kadar savunmaktı. Bugün bu kitabı okuduğumda bana anlatılan Ecevit'in ete kemiğe bürünmüş halini bir kere daha görebildim. Kitapta okuduğum Ecevit'in halka birlikte ekmek - yağ kuyruğunda beklediği, son derece mütevazı bir aracı makam aracı olarak kullandığı, şartlar ne olursa olsun demokraside ısrar ettiği ve bunun için cezaevinde dahi yattığı gibi birçok konu zaten bildiğim şeylerdi. Ancak bazen bildiklerini tekrar etmek bile keyif verir ya insana; işte bu eser bana o keyfi verdi. Bilmediğim şeyleri de öğrendim elbette bu kitapta. Mesela Bülent ve Rahşan Ecevit'in aşkını ve özlemini, Rahşan Ecevit'in perde arkasından da olsa Türk siyasetinde önemli değişimlere yol açtığı, Bülent Ecevit'in taa ortaokul yıllarından beri iyi bir şair olduğunu, "Karaoğlan" tabirinin nasıl doğduğunu, Ecevit'in askeri cunta ile olan çatışmalarını... Türk siyasi tarihine ilgi duyan herkesin okuması gereken bir kitap olduğu gibi, kendini sosyal demokrat olarak tanımlayan her bireyin de Türk siyasi tarihindeki "Ecevit" damgasına mercek tutabileceği bir eser "Karaoğlan". Alıntılarda da paylaştım aslında ama bu kitaptan, daha doğrusu merhum Bülent Ecevit'in hayatından ve karakterinden çıkarılacak büyük bir dersi de incelemenin sonuna eklemek istiyorum: "Kendimi bir görevi yerine getirmiş sayıyorum. Özgürlüğümüz için bedel ödemeye alışmak zorundayız ve ben dört aylık hapisliği özgürlük için mütevazı bir bedel sayıyorum. Bir insan için en önemli şey, beyniyle özgür olmasıdır. Ben özgürlüğü beynimle hapishaneye taşıyorum. Dışarıda bir mahpus gibi yaşamaktansa, içeride özgür bir insan olacağım. Bu bir tercih meselesidir. Umarım Tanrı bana hep bu tercihi yapacak gücü verir." B. Ecevit
Karaoğlan
KaraoğlanCan Dündar · Can Yayınları · 2016237 okunma
·
58 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.