Gönderi

80 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 1 hours
Öncelikle kitabı incelemeye başlamadan evvel söylemek isterim ki yazacağım her bir kelime bu kitabın altına dipnot dahi olamayacaktır.İnceleme ne kadar uzun görünürse görünsün kitabın tek sayfasını açıklamaya dahi yetmeyecektir.Bir eser düşünün ki" Minör Edebiyat"ı yaratıp sonra siyaset bilimine sıçrayıp "Yersizyurtsuz"luğu oluşturmuş,psikiyatride "anti-oedipal" yaklaşımların ana akım kaynağı olmuş.Dilbilim ve göstergebilim(semiyoloji) de "yapısökümcülüğün"(postyapısalcılığın) babası olmuş..Bir kitap düşünün ki,novella formatına ciltler dolusu külliyatı sindirmiş... İlk dikkatimizi çekecek olan şüphesiz kitabın çevirisindeki zorluklar.Bir çok çevirmen kitabın orjinal(almanca) ismini (" Die Verwandlung") 'dönüşüm' ya da 'değişim' olarak dilimize aktarmış.Aslında bilinen en doğru ve kapsamlı anlamı "metamorfoz"(başkalaşım) dır.Şimdi bunu şöyle izah edelim.Gregor Samsa sabah uyandığında kendini bir böceğe dönüşmüş olarak buluyor.Buraya kadar itirazım yok.Yalnız sadece dönüşmekle kalmıyor,başkalaşım(metamorfoz) geçiriyor.Beden ve ruh olarak bir böcek gibi davranmaya başlıyor.Psikiyatrik olarak kişinin kendine yabancılaşması,"beden algısı yetiyitimi"(derealizasyon) ne bağlı olarak bir çeşit "şizofreni" geçiriyor.Kitap basıma ilk girdiği yıllarda bir tırtıl kozasının içinden bir kelebeğin çıkışı olarak tasarımlar yapmışlar.Ne var ki kitabı okuduğumuzda görüyoruz ki durum bunun tam tersidir,aksine kelebekten tırtıla bir dönüş ve bir yok oluş(buna bağlı bir de varoluş) vardır.Özgürlükten esarete dış dünyadan kozaya(eve,dört duvar arasına) bir geçiş vardır.Topluma duvarlar örüp kendini bir kafese hapsetmekten çok insanları dış dünyaya hapsetme durumu... Şimdi kitabın metaforlar arasındaki uçurumları varoluşsal paradigmalarla inceleyelim.Kafka şüphesiz Gregor'u salt bir "böcek" olarak yaratmamıştır.Almanca "ungezifer" aslında şu anlama gelmektedir; 'kurban edilmeyecek pis hayvan'.Yani bizim domuza bakış açımız gibi.Şimdi bu noktada "böcek" metaforunun aslında toplum karşısında bireyin ezilmeye memur bir hayvana dönüştüğünü addetmek,iddia etmek Kafka'ya büyük bir hakaret olur.Çünkü tam manasıyla karşılamaz.Diğer metaforları açacak olursak Kafka'nın gerçek hayattaki hayatı işten ibaret gören makine zihinli bir "baba" figürüne rastlarız.Bu baba aslında baba olmaktan ziyade "tanrısal" bir figürdür.İktidar'dır aynı elinde tuttuğu bastonu freudiyen açıdan incelersek iktidar kaynağı olarak gösterilen freud'un bahsettiği musanın asası diye addedip erkek fallusunun iktidarlık,erkeklik ve ya tanrısallık sembolüne gönderme yapıldığını görürürüz.Baba/iktidar(tanrı) -oğul/kul ilişkisine bir diğer örnek ise Gregor'a fırlatılan elma'dır.Bu elmayı fırlatarak babası Gregor'a dünyaya fırlatılmışlığı göstermiştir.Yani varoluşsal bir dayanak noktası olarak kafka ya göre insan dünyaya gönderilmemiş,kovulmuş,dünyaya fırlatılmıştır.Din mitolojilerine böyle bir gönderme yapılmıştır.Siyasi olarak düşünecek olursak patronu işçilerini makine olarak gören kapitalist düzenin kural koyucusu,lideri olarak görebilir."Deluze&Guattari", ' Kapitalizm ve Şizofreni' kitabında Kafka'nın her kitabında insanların bir makinenin dişlileri olarak kodladığını ifade ettiğini görürüz.Bu dişlilerin hep nizami bir şekilde hareket ederek sistemin çarkını döndürdükleri,insan/makine ilişkisini gözler önüne serdiğine tanıklık ederiz. Aslında metaforları tek tek açmak saatler sürecek bir iş olabilir.Ayrıca kitabı okumamın üzerinden 3 yıl geçti.İnceleme yapmadan eklemek istemedim böyle bir eseri.Bu yüzden önemli gördüklerimi açıkladım.Şimdi diğer bir husus ise Kafka metinlerinin doğurduğu "yersizyurtsuzluk" ve "minör edebiyat".Deluze ve Guattari kafkanın minör edebiyatı oluşturduğunu söyler.Yani minör edebiyat;azınlık halkın majör dilde bireysel yaklaşımlarla toplumsal yaklaşıma doğru akışkan halde anlatımıdır.Yani çek asıllı kafkanın ana dili olmayan,yaşadığı ülke olan almanyanın almanca diliyle yazması ve alttan alta Alman toplumunu eleştirmesi.Bu yazınlarsa kendi içinde tutarlı bir siyasi ideoloji doğurur.Olaylar dar alanlarda geçer,havalar kasvetlidir,insan yüzlerii birbirine benzerdir ve hepsinde bir çeşit şizofreni durumu,kişinin kapitalist düzende çaresizliği ve yokoluşu vardır.Yani satranç oyununda herkesin rolünün baştan belirlenmesi ve kişinin hayatında verilen rolün ötesine geçemeyişi.Bu durumun tersine dönmesinin tek yolu yersizyurtsuzluktur.Yani tek tek tüm yapıyı bozarak devletin tüm erklerinden bağımsız olarak hareket etmek yani "yerleşmemektir".Çünkü kafka ya göre yerleşmezsen ne iktidar ne baba ne de tanrı seni kontrol altına alabilir.Satranç oyununda her taşın hareket alanın ve rolünün öneminin belirlenmesi gibi..Deleuze nin 'Go' oyunu önermesi bunun içindir.Çünkü "Go" oyununda taşların rengi ve şekli aynıdır,roller aynıdır ve baştan belirlenmemiştir.Kısacası anarşizme yakın bir akım oluşturulmuştur aslında.Dava'da Joseph k.nın niçin yargılandığını anlayamaması,Şato'da Yeryazımcı'nın nereye gönderildiğini bir türlü anlayamaması,toplumun devlete aykırı hareket edemeden,ağız birliğiyle,birbirine benzeyen yüzlerle kahramanı çarklarda döndürüp dolaştırması bu yüzdendir.Ve bu yersizyurtsuzluk anlayışı edebiyata ve dilbilime de sıçramış beraberinde postyapısalcı(yapısökümcü) anlayışı da beraberinde getirmiş.Kısacası siyasetten dilbilime,dilbilimden psikolojiye bir çok bilim ve ya anlayışlara yenilikler getirmiştir. Okuyan herkese teşekkürler...
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225.1k okunma
··
60 views
furkan okurunun profil resmi
hocam varolun:) cayimi demlediyseniz bi saate yaninizdayim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.