Gönderi

90 syf.
8/10 puan verdi
Dünya Bir Lunapark
”هیچ هیچ هیچ” Bu Böyledir ,lunaparkın Dünya olduğu, dünyaları lunapark olan insanların öyküsüdür. Olaylar hikâyenin esas oğlanı Süleyman ,eşi Zinnure ve kızı etrafında cereyan eder. Talihsiz çift kendilerini cezbeden lunaparkın içinde kaybolmuştur. Peki, lunapark sadece lunapark mıdır? “Lunaparkın neonları, florasanları geceyi gecelikten çıkarıyor. Işığın beyazına mor, mor kızılı, yer yer çilek kırmızısı karışıyor. Boşluğa doğru sandalyeler uçuyor. Yeşil-beyaz sandalyeler. Neredeyse uçan daireler”(s. 7) Geceyi gecelikten çıkaran, ilgiyi odağı üzerine çeken ve insanların ruhunu uyuşturan bu oyun dünyası, dünya hayatının bir temsilidir. Bu cazip, parıltılı, gecenin siyahlığını bozan ışık furyası; geceyi insanlar için bir dinlenme zamanı , gündüzleri ise çalışıp kazanmaları için yaratan yaratıcının tam tersi işlev görmektedir. “Lunapark parlıyor. Kendinden gayrı her şeyi karartarak. Neonlarını florasanlarını salgılıyor üzerimize. Onun rengine boyanıyoruz. Yeşil yeşil bakarken birden, kıpkızıl ateşte yanıyoruz. Sonra yine mor, yine mor. Her yerden seçiliyor. Sesi her yere ulaşıyor. Ovalarda, dağ tepelerinde yankılanıyor. Nereye bakarsak, nereden bakarsak hep o. Ona dönsek de yüzümüzü, dönmesek de, yanımızda, çevremizde.”(s.9) Hikâyede lunapark dünyayı ahirete tercih etmiş insanların hayatını simgelerken, camii de ahireti temsil eder. Lunaparkın içine konulmuş küçücük çam ağaçları varken camii halkın içinde, yaşamında ve avlusunda ulu çınarların olduğu bir mekandadır. Lunapark sırıtır, camii sırıtmaz;çünkü hep vardır, doğaldır, samimidir. Buna rağmen camiilerin blok apartman önlerinde, minareleri görünmez olmuş şehirlerde esamesi okunmaz. Süleyman eşi ve çocuğu ile lunaparka gitmiştir; ama bu durumdan hoşnut değildir. İç sesi adımlarına muhaliftir; ama yine de bu eğlence dünyasının içerisine girmekten kurtulamamıştır. Lambalar yanar, şehrin sokakları, caddeleri, çarşıları, meydanları ve evleri aydınlanır. İnsanlar artık geç yatıp geç kalkmaya başlar. Gece ve gündüz haddizatında birleşir, bir olur. Çünkü “Gece gecedir, gündüz de gündüz”(s. 36) fakat insanlar bunu unutmuş ve dünyanın keşmekeşinde boğulmuştur. İnsanların lunaparktaki iç sesleri birbirine karışır ama hiç sesleri çıkmaz. Lunaparkın içinde mahsur kalmış canlar, çıkmak için can atan insanlar, insancıklar. Dünya malına hicret etmiş insanların çıkmaz sokakları… “Her şey genişliyor, şişiyor. Çok katlı evler çoğalıyor, sağda solda kamyonlar çoğalıyor. Şehre gelen giden çoğalıyor, alışveriş arttı diyorlar. Su bile yetmez olmuş. Allah Allah... Nasıl yetmez, o kadar çeşme, bunca yıldır, sabah akşam akar ha akar. Yok işte, yetmez olmuş, acayip makineler gelmiş ırmak kıyısına, sazlıklara boru salmış, oradan su çıkarıp şehre gelen suya katacakmış. Katarlar, katarlar. Suya, havaya, kurda, kuşa her işe karışır bunlar. Kim bunlar? Kim olacak o yolun adamları. O yolun adamlarının adamı olan adamlar. Onlara kanıp katılan başka adamlar. Bu adamların başka yerlerdeki başka adamları. Onların ortakları...”(s. 41) diyor yazar; çünkü Bu Böyledir: ”Bu dünya hayatı hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir…!”( Ankebût Suresi – 64) Her şey çoğalırken camiilerden cemaat azalmıştır; çünkü insanlar ahireti unutmuş seküler yaşamların kıskacında kalmıştır. İnsanlar o kadar dünyevi dertlerle dertlenmişlerdir ki namaz kılarken bile Allah’ın huzurunda değillerdir. Modernizm insan ilişkilerini değiştirmiş, lunapark labirentinde insanları esir almış, getirdikleri götürdüklerinden daha çok olmuştur . Kitabın sonlarına doğru ise Süleyman, eşi ve kızı bu yutucu dünyadan(lunapark) kurtulmak için çıkış yolu arar lakin muvaffak olamazlar. Eser ise şöyle nihayet bulur: “Hah…Ha…Buradan çıkacağınızı sandınız değil mi?.. Ohoooo…Aptallığı bırakın... Çıkış mıkış yok…Birer şişe bulun kendinize…”(s. 83)
Bu Böyledir
Bu BöyledirMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20227.7k okunma
··
24 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.