Gönderi

ağlamanın kadr u kıymetini bilebilmelidir müslüman. Halbuki bizler  ağlamayı önce çocukluk dünyasında biliriz. Haydi bir de kadınlar ağlar. Aa!  Erkek adam ağlar mı diye de bir yaftaya sarılırız. Halbuki çocukta gördüğümüz  o ağlama mantığını bir müslüman olarak biz kendimizde görsek ne güzel olmaz  mı? Bence buna çok ihtiyacımız var. Gerçi niceleri ne kadar dolu, salıversen durduramayacak kadar ağlayacaktır bugün. Bir dokunsan bin ah çekecek nice  insanlar var piyasada da ağlayamıyorlar. Galiba ağlatan yok diye herhalde. Dönün şimdi çocukların dünyasına ve onların neden ağladıklarını bir  düşünün. Benim anladığım çocuklar ağlamayla üç boyutlu bir konuşmayı  gündemde tutuyorlar. Birincisi; ağlamak istek bildiriyor. Acıktım, susadım ya da  altımı kirlettim diye ağlamıyor mu çocuklar? İsteklerini böylece beyan  etmiyorlar mı? İkincisi; ağlamakla özlemlerini bildirirler çocuklar. Annesinden  iki saat ayrı kalan bir yavru, annesini görür görmez kimin kucağında olursa  olsun başlamıyor mu ağlamaya? Özledim diye ağlıyor değil mi? Vah yavrularını  bırakıp başka yerlere giden anneler, unutmayın ki o yavrularınız sizden çok fazla  yanıyor. Ağlamalarının üçüncü boyutu da korku ve suç bildirmesidir. Suçu  vardır, bakıverin başlar ağlamaya suçluluğunu beyan manasına. Peki şimdi bizler de aynı şeyleri Allah karşısında o çocuk mantığıyla  ortaya koysak nasıl olur? İsteklerimizi ağlayarak bildirsek Rab-bimize.  Gözyaşlarıyla yalvarıp yakarsak. Öyle olunca Rabbimizin bize karşı tavrı farklı  olacaksa niye yapmayalım bunu? Peki ya özlemimizi ağlayarak beyan  etmeyelim mi Allah’a? Ya Rabbi, ayrı kaldım senden. Seni bırakıp başkalarına  gitmişim. Sana soracaklarımı ben başkalarına sormuşum. Senin mesajına karşı  eyvallahsız yaşamış, başka yerlerden mesaj aramaya kalkışmışım. Eyvah ben  senden, senin kitabından çok uzak kalmışım ya Rabbi diye ağlamayalım mı?  Yine suçlarımızı, korkularımızı ağlayarak Rabbimize beyan etmeyelim mi?  Affet ya Rabbi diye ağlamayalım mı? Resûl-i Ekrem Efendimiz Kenzul Ummal isimli hadis kitabında 43357  numaralı hadislerinde ağlama konusunda şu özel bilgiyi verir bize: “Küllü aynin  bâkiyetün illa aynun beket min haşyetillah.” Kıyamet gününde bütün gözler ağlayacak. Ancak şu özellikleri taşıyan  gözler ağlamayacaktır. Allah haşyetinden ağlayan göz. Sinek başı kadar yaş  döken göz. Ama her ağlayanın ağlamasına da kanma-yacağız. Hani Yakup  aleyhisselâmın çocukları da ağlamışlardı. Kardeşleri Yusuf’u kuyuya atıp  akşamleyin gözlerinden yaş yerine kan dökerek gelmişlerdi. Öyle değil ama  günahların affı için elbette ağlayacağız. Ya yanlış yaparsam, ya Rabbimi  darıltırsam endişesiyle ağlayacağız. İşte böyle bir göz kıyamet günü  ağlamayacaktır. İkinci göz de Allah için açık olan gözdür. “Seherat fi  sebiylillah” Seherlerde uyanık olan göz. Veya gündüz ve gece Allah’ın bak  dediğine bakan göz. Üçüncüsü Allah için kapalı olan göz. “ğazzat an  meharimillah” Haramlardan sakınan göz. Ama bunu sadece kadın için erkekten,  erkek için de kadından sakınan göz şeklinde anlamayın. Çünkü Allah’ın  haramlarına bakmayan göz demek, o gözle haramları işlemeyen göz demektir.  Meselâ Allah’ın istemediği bir hayatın plan ve programı üzerinde düşünmeyengöz anlamına gelmez mi? Demek ki Allah için hem açık olmalıymış göz, hem de  kapalı olmalıymış. Dördüncü göz de Al-lah yolunda çıkarılan gözdür. Gözünü  Allah yolunda bir kavgada kay-beden kişinin gözü de yarın ağlamayacaktır.
··
95 views
gbb bahar okurunun profil resmi
Subhanallah hangi surede değinmiş acaba ağlamaya
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.