Gönderi

Filistin konusundaki yanılgıların en önemli sebeplerinden biri de uzun yıllardan beridir sürdürülen etkili anti-propaganda faaliyetlerinin birçoklarının zihinlerinde birtakım ön yargıların oluşmasına yol açmasıdır. Örneğin bazılarının zihinlerinde taassuba dönüşen Osmanlıcılık, Filistinlilerin Osmanlı'ya ihanet ettikleri iddialarından kaynaklanan bir Filistin aleyhtarlığının yaygınlık kazanmasına yol açmıştır. İnkârı mümkün olmayan önemli bir gerçek de uluslar arası emperyalizm ve Siyonizmle göbek bağı içindeki medya organlarının yıllardan beridir sürdürdükleri Arap aleyhtarlığının zihinlerde oluşturduğu olumsuz yaklaşımlardır. Bu olumsuz yaklaşımlar sebebiyle “Arap” kimliğinin Türkiye toplumunda bayağı zedelendiği bir gerçektir. “Bütün mü'minler kardeştir” hükmü Kur'an-ı Kerim'de sabit bir nass olarak geçtiği halde “Müslümanım” diyen birçok kimsenin Arapları neredeyse bu hükmün kapsama alanı dışında gördüklerini söylemek mümkündür. Filistin meselesi ise yıllarca dünya kamuoyuna bir Arap - İsrail sorunu olarak lanse edildi. Tabii bu şekilde lanse edilmesi Filistin davasının İslâm ümmetinden tecrit edilmesi için işgalci Siyonistlerin işlerine yarıyordu. Bu yanlış yönlendirme sebebiyle birçoklarının, Kudüs ve Mescidi Aksa davasının kendisini ilgilendirmediği havası içinde sürekli “şu kadar Arap devleti bir İsrail'in hakkından gelemiyor...” sözleriyle başlayan ve klasikleşen yorumlar yaptıklarını gördük. Bu yorumları yapanların sorunun diğer cephesinde gösterilen yönetimlerin gerçekte oyunun bir cephesini oluşturduklarını bilmemeleri de enformatik cehaletin bir başka yönünü oluşturuyor. Üstelik Arap ülkelerini ufacık bir İsrail'in hakkından gelemedikleri için suçlarken, İsrail'i ilk tanıyanlardan olan, onunla her alanda işbirliği yapan bir yönetimi oyunun dışında görme yanılgısına düştüklerinin de farkında değiller.
Nida
··
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.