Woolf'un okuduğum ikinci eseri. Kendisini okumak için en başında fazla hızlı davranıp, bu acelecilikle düzgün bir okuma planı yapmadan yazın hayatına çat kapı misafir oldum. İlk okuduğum eseri Kendine Ait Bir Oda'ydı. Kendisi ile tanışmak için acele etsem de başlangıç için iyi bir seçimdi, kendimce. Deniz Feneri yine bu acelecilikle satın aldığım bir kitaptı. Yazarın bir önceki eseri ile arasına epey zaman girmişti, bu yüzden kendimi yeniden Woolf'u okumaya hazır hissederek raftan indirdim. Dediğim gibi, bir okuma planım olmadığı için ikinci eserde yazarın kalemine alışmakta zorluk çektim en başında. Hatta yer yer ne anlatmak istediğini anlayamadım, 'bilinç akışında' akıp gidemeden tıkanıp kaldım. Öncelikle söylemeliyim ki, eğer klâsik dünyasına yeni adım attıysanız ve düzenli olarak kitap okumuyor, bir de yazarın adını çok fazla gördüğünüz için okumakta acele ediyorsanız; etmeyin. Oldukça ağdalı bir dile sahip olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Yarım sayfaya varan ve virgüller ile birbirine tutturulmak için oldukça çaba gösterilmiş cümleler var. Ben daha önce böyle bir bilinç akışının olduğu bir kitabı hiç okumadım. Benim için de bir deneyim oldu ama zor oldu. Çünkü alışık olduğumuz bilinç akışı kitaplarında tek bir karakter vardır ve akış onun zihni üzerinden gerçekleştirilir. Nitekim, Virginia Woolf her zamanki gibi bilinene ve kabullenilene başkaldırmış ve Deniz Feneri'nde birden fazla karakter üzerinden bilinç akışı gerçekleştirmiş. Eğer dikkatli okursanız ve okuma aralıklarınızı uzun tutmazsanız kolay adapte olup, kitabın sonunu rahatlıkla görürsünüz. Bir gün 1-2 sayfa okuyup birkaç gün aradan sonra yine 3-5 sayfa okursanız, baştan uyarayım hiçbir şey anlamazsınız. Uygun bir zaman yaratılarak okunmalı ki, dikkat dağınıklığına mahal vermeden kitabın hakkı verilsin. Kitap hakkında internetteki yorumları da okudum; çoğunluk kitabı yarıda bırakmış, yazarın dilini eleştirmiş -hatta 'eziyet' , 'rezalet' diyenler de var- ve tavsiye edilmeyen kitaplar arasına girmiş. Ben buna katılmıyorum, dikkatli okursanız tadı damağınızda kalacak bir kitap. Kitap hakkındaki naçizane tavsiyelerimden sonra kitabın konusuna gelebilirim: Kitap, kalabalık bir ailenin aile dostları ile birlikte yazlık evlerindeki gündelik hayatlarını konu alıyor. Yer yer yazarın kalemi bu kalabalık ailenin ve aile dostlarının zihinlerinde yolculuğa çıkıyor ve edebi şölen başlıyor. Bazen hayretlere düşüyorsunuz, bir insan çorap örerken ya da resim yaparken bu kadar çok fazla şey düşünebilir mi diye ama düşünüyor işte. Kahramanlarımızdan Mrs. Ramsay; sekiz çocuğu ve huzursuz kocası ile birlikte yaşadıkları evin direği. Her ne kadar evin direği görevi erkeğe atfedilse de -sadece kitaptaki kahramanlar için değil, bizler için de öyle- aslında bu görev de yine kadınındır. Çocuklar ile baba arasındaki basit konunun bile nasıl gerginlik yarattığı, baba figürünün huzursuzluğu-huysuzluğu yüzünden çocuklar ile aralarında sağlıklı bir muhabbetin olmayışı, evde gerginlik yaşanmaması adına çocukların ve pek tabii annenin, sürekli babaya istediklerini vermeleri sabırla işlenmiş satırlara. Güzelliğinin bedelini erkenden evlenip çoluğa çocuğa karışarak ödemiş bir kadının gün sonunda omuzlarında biriken yorgunluk, çocukları ile kocası arasında kalmıştalık, kocası tarafından sakince ve sabırla anlaşılmayı beklemek yine de tüm bunlara rağmen hayatta ve ayakta kalmaya çalışmak, en sonunda da sakince her şeye uykusunda veda etmek... Woolf, kitapta bilinç akışına birden fazla karakterin zihnini davet etmiş -yer yer çatal iğne ile tutturulmuş misali cümleler sebebiyle kopukluk yaşansa da- ve okuyucuya her şeye ve herkese aynı anda farklı gözlerle bakabilme imkânı sunmuştur. Hikayenin sonlarına doğru arafta kalmış Lily Briscoe karakterine tutunarak anlatısını sona bağlamıştır. Kitaptaki Deniz Feneri'ne gezi fikri, aslında hayattaki emellerimiz yerine konulmuş ve bu tema alt metinde incelikle işlenmiştir. Bu kısım hakkında yazmak kitap hakkında fazla detaya inmeme sebebiyet vereceği için incelememi burada sonlandırıyorum. Eğer kitabı yarıda bıraktıysanız ikinci bir şans verin kendisine; verdiğiniz şansı heba etmeyecektir, emin olun.

Deniz FeneriVirginia Woolf · Turkuvaz Kitap · 20205,8bin okunma

·

16 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

mey.bek