Gönderi

Anglikan Başpapazı İstanbul'a geldi. Sorular soruyor, Şeyhülislamlıktan bunların cevabını istiyordu. Uzun uzun cevap verebilirlerdi. Altı yüz kelime diyorlardı... Dilerlerse altı bin kelime... Cevapların istismarlarına uygun olmasını bekliyor, diledikleri yeri cımbızlayarak halkın kafasını karıştırmaya muvaffak olmayı umuyorlardı. Dinlerine karşı lakayt hale getirdikleri kitlelerin zihinlerinin allak bullak edilmesinde birkaç adı Müslüman, kökü ve aslı Hıristiyan gizli yandaşlarını da kullanacak, belki de en çirkin saldırılarını onlara yaptıracaklardı. Sanki hep galip olmuşlar gibi, "Müslümanlık iyi ise Müslümanlar niye mağlup?" diyecek, on asrı bir asırlık saltanatlarının arkasında saklamaya çalışacak, geriliği Müslümanlığa yamayacaklardı. Kendisine güvenmeyen, değerlerinden, dedesinden nefret eden nesepsizler oluşacak, bunlar istenildiği gibi kullanılacaktı.
Sayfa 265
·
20 görüntüleme
Epiktetos