Gönderi

158 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ben henüz yeni bir iktisat mezunuyum. Dolayısıyla insana, ekonomik ilişkilere, sosyolojiye ve kapitalizm gibi pek çok konuya karşı bir ilgim var. Bu nedenle bir yerlerde duyup okumak istediğim kitaplar arasına not olarak bir şekilde Dieter Duhm'un kapitalizme bir eleştiri ve onun içerisindeki insanı inceleme olarak ele almış olduğu "Kapitalizmde Korku" kitabı da girmiş, ne zaman yazdığımı hatırlamıyorum bile. Her neyse, internetten araştırırken bu kitabın stoklarda kalmadığını okudum. Fakat kitabın içeriğini incelerken önsözünün Aziz Nesin tarafından yazılmış olduğunu gördüm. İşte "Korkudan Korkmak" kitabıyla da bu şekilde tanıştım. Korkudan Korkmak, dediğim gibi, Aziz Nesin'in aynı başlıktaki önsöz yazısıyla başlıyor. Fakat içerik sadece bundan ibaret değil. Kitabın içerisinde çeşitli eleştirel yazılar, hiciv yazıları, anılar ve Nesin'in kurmuş olduğu vakfa yönelik eğitim- öğretimin nasıl ve ne şekilde devam ettirilmesi gerektiğine dair kaleme aldığı üç vasiyet yazısından oluşuyor. Tüm bu çeşitli konulardaki yazılar kendine has bir mesafe taşıyor. Ciddi ama asla duygusuz değil, eleştirel ama tümünün sağlam nedenleri var, altı boş değil. Aziz Nesin kendine has ifadesiyle pek çok konuyu ele almış yazılarında. Kitaba da ismini veren Korkudan Korkmak isimli yazısında toplumun özgür sesinin yönetim tarafından nasıl kendine göre yoğrulduğunu, halkı sistemlice bir uşaklar yığını haline getirmede korku unsurunun nasıl kullanıldığını anlatıyor. Korkuyu fark edemeyecek kadar korku kokan Türkiye'nin sosyolojik, siyasi ve ekonomik durumunu gözden geçiriyor. Benim için bu kitapta dikkatimi çeken olarak üç önemli özellik vardı: 1-Eleştiri yazıları, vasiyet yazıları, hicivsel nitelikteki yazıları.. hangileri olursa olsun, Aziz Nesin sosyolojik bir kalem. Ve bence önemli tarihleri, darbeleri, yönetim yanlışlıklarını öğrenmede yaş olarak sonradan gelen kişiler için kesinlikle önemli bir kaynak. Yani Türkiye'nin geçmişte çeşitli perspektiflerden geçerken aslında en çok görmezden gelinen yanı olan "halkın hali"ni sürekli gözetmiş bir yazar. Bunu her yazısında hissettiriyor kendisi. 2- Aziz Nesin'in bilimsel yönü. Kendime asla mükemmel bir okur diyemem ama, ortalama bir okur olarak yazarın duygularını mı aklını mı öne çıkardığını kolaylıkla anlayabilecek seviyeyi geçtiğimi düşünüyorum. Aziz Nesin insanı en çok doğasıyla ele alıyor. Onun bebek oluşu fikirlerden etkilenime açıklığı, eğitilmediğinde nasıl cahil kalabileceği, şımartılmadığında nasıl bir açlık hissi taşıyacağı, korkutulduğunda nasıl sinip itaat edeceği, Bu bilimsel nedenlerin hepsi sosyolojik, psikolojik disiplinlerle yakından ilişkili. Ve bunları neden sonuçlarıyla anlatılmış olması aslında sorunları anlamada çok faydalı. Çünkü bir halkı oluşturan bireyler hangi açılardan eksik bırakılmışsa o "oluşturulan zayıf karından" tekme yemişler. Halkın eksik bırakılan tarafları, bireyleri sindirmede birer taş parçası olarak kullanılmış. Bu taşlarsa korku mancınığıyla fırlatılmış, fırlatılagelmiş ve halen fırlatılıyor... 3- Fırlatılıyor, fırlatılmakta. Nesin'de kendimce en dikkat çekici bulduğum yönlerden biri de kuşkusuz pek çok insanın da farkında olduğu gibi öngörülü biri olduğudur. Bunu gönül rahatlığıyla diyorum çünkü geçmişin bugünü bilebilmesi, anının ve o anın gerisindeki zamanın analizlerinin doğru tespitine bağlı bir olay. Aziz Nesin bizlere bunu yalın ama ayrıntılı örneklerle anlatmış yazılarında. Eğitim konusunda yazmış olduğu yazılarından birinde ilkokuldan başlayan eğitimdeki sistemli sindirimin üniversitelerde öğrencileri nasıl birer korkudan korkan insan paranoyasına götürdüğünden ve bunun yeni nesli, halkı nasıl birer köleleştirme, mimleme, dışlama unsuru olarak kullanılır hale getirdiğinden bahsediyordu. Elbette aklıma gelen ilk olay geçtiğimiz aylarda yaşanan Boğaziçi Eylemi oldu. Mini bir şok yaşadım. Haberin detayları zaten yeterince aklımdaydı. Beni şaşırtan temel şey ise yıllar öncesinin Türkiyesi'ndeki sosyolojik baskı unsurlarının eğitim üzerindeki bu denli tespiti ve bu tespitlerin halen bugün de geçerli olduğu ve hatta kat be kat uygulanıyor oluşuydu. Basitçe, pek çok insan gibi etkilendim. Böyle analizlerden etkilenmek çok doğal bir tepki. Ama bu tepkinin işlevsel bir hale gelmesi için bu fikri yaymak gerekiyor sanırım. Onu okutmak, daha fazla kişinin tepkiselliğini uyarmak gerekiyor. Nitekim bu kitaba bir şekilde okuma fırsatı vermemi sağlayan kişi de Ebru İnce hanımın etkinliği oldu. Ve de ne faydalı oldu, teşekkürler :) Herkese keyifli okumalar!
Korkudan Korkmak
Korkudan KorkmakAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 2016248 okunma
··
253 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.