Gönderi

100 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 10 hours
Roman tüm açıklığı ile size ölümü ve acımasızlığını anlatıyor, yakalandığı hastalıktan adım adım ölümüne giden İvan İlyiç'in hayatını yeni baştan gözden geçirmesini ve inançlarını yeni baştan sorgulamasını anlatıyor. Ve okurken bize çok uzak olduğunu düşündüğümüz ölümün aslında hiç de uzak olmadığını, çok basit bir sebepten dahi size musallat olabileceğini bir kez daha anlıyorsunuz. Kitabın daha ilk sayfalarında insanların bencilliği yüzünüze tokat gibi çarpıyor, ilerleyen sayfalarda da aynı durum söz konusu. Biri hasta, ölüyor ama kimsenin gerçekten umrunda değil, herkes menfaatleri peşinde. Kimi iş yerinde boşalan koltuğunu kapma derdinde, kimi de kalacak paranın derdinde... "İvan İlyiç'in ölüm haberi üzerine oradakilerin aklına gelen şey, bu ölümün kendilerini ya da arkadaşlarının kariyerini nasıl etkileyeceği oldu." Okurken ürpermeden edemedim, Tolstoy hayatın acımasız gerçeklerini o kadar net ve çarpıcı biçimde ortaya koymuş ki kitabı bitirdiğinizde 100 küsur sayfalık kitap değilde 1000 küsur sayfalık kitap okumuş gibi hissediyorsunuz. Son sayfalara doğru her şey daha çarpıcı bir hale geldi, merhamete muhtaç olan ama sevdiklerinden onu bulamayan İvan İlyiç ruhen daha çok yıkıldı ve hayatındaki doğru sandığını kararlarını sorgulamaya başladı. "Ya bütün hayatım yanlışsa?" Ona önceleri imkansız gibi görünen şey (hayatını gerektiği gibi yaşamamış olduğu şüphesi), doğru olabilir gibi geldi." Aslında bu romanın kritiği uzun uzun yapılır, bence bir kitap bile yazılır o yüzden uzatmak istemiyorum. Okuyun, okutturun ve Tolstoy'a kulak verin. "Umarsızlığınai korkunç yalnızlığına, insanoğlunun acımasızlığına, Tanrı'nın kendinden yüz çevirmişliğine ağladı." Daha fazlası için; yorumatolyesi.blogspot.com/2016/11/ivan-il...
İvan İlyiç'in Ölümü
İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202245.7k okunma
·
5 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.