Bir öğretmeni Atatürk aleyhinde kötü bir şiir yazdığı için hizmetten çıkarmışlardı. Öğretmen yeniden kadroya girmek için dört yana başvuruyordu. Bir gün bakanın yanına gitti. Ehliyetli de bir gençti. Bakan:Oğlum, dedi, hakkınızda biz hiçbir şey yapamayız.
- Niçin yapamazsınız?
- Oğlum suçun doğrudan doğruya Atatürk'ün şahsına ait. Biz karar veremeyiz.
- Öyleyse ben Atatürk'ün karşısına çıkacağım.
- Hele biraz bekle. Pek inatçı imişsin. Bana bir hafta sonra yine gel.
Bakan,bir akşam sofrada Atatürk'e meseleyi açtı:
- Hani efendim hakkınızda ağır bir hiciv yazan bir öğretmen vardım
- Evet...
- Af kanunundan faydalanarak yeniden öğretmen olmak istiyor.
- Öğretmen yapılmasına bir kanun engeli var mıdır?
- Hayır, efendim.
- O halde niçin bana soruyorsunuz?
- işlediği suç sizin hakkınızda...
-Aşkolsun sana... şahsi dargınlığım için kanun emirlerini yerine getirmenizden hoşlanmıyacak kadar beni egoist mi sanıyorsun? Kendisini hemen ilk açılacak yere tayin ediniz."