Gönderi

224 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 9 days
Spoiler. Yorumum Spoiler içermektedir. Spoiler Gogol hakkında ah neler söylerim neler. Başta, mizahi anlayışı, gerçekçi tutumu, canlı anlatımıyla öncü olmuş bu yazarı “ Niye okumak için bu kadar geç kaldım” diye hayıflanırım. Sonra “Hepimiz Gogol’un Paltos’undan geliyoruz. “ diyen Dostoyevski’nin söylemini artık anladığımı ve onu haklı bulduğumu söylerim. “Ah, ne kadar iğrençti şu gerçeklik denen şey düşlere neden hiç uymuyordu sanki” Neva Bulvarı: Yazarın gerçekçi yaklaşımı hep övülmüş zaten Neva Bulvarını öyle tasvir ediyorki, insanın orada olası, şöyle bir dolaşası geliyor. Ne var yani 1830 yıllarda olmak isteyemem mi? :p 19. yy ayrı sempatim var. Her neyse konuyu açmadan Ressam Piskarev’in hikâyesi çok hüzünlüydü, neden ince ruhlu insanların karşısına onları göremeyen, anlamayan insanlar çıkar. :( “Varsın ekmek yesin, ahmak herif, böylece ben bir fincan daha fazla kahve içmiş olurum.” Burun: “Bu ne biçimim hikâye böyle? Hasta mısın nesin bana söyle” MFÖ şarkısı ile seslenmek istiyorum sana Gogol’cuğum :) Burun bildiğimiz burun. Var burun ile bir alıp veremediği Gogol’cuğun acaba burnundan hoşnut mu değildi :) ya da her işe, her şeye burnunu sokanlardan. İlginç, komik, merak uyandırıcıydı. Keşke dizisi veyahutta filmi olsa, belki Rusya’da yerel kanallarda vardır. Berberi, berberin karısını ve yüzbaşının tepkilerini görmeyi çok isterdim. “ilk ağızda ve hemencecik göze çarpmak için günün modasına uygun bir ışığın ardında olduğun görülüyor.” Portre: Okuduğum kaynakta 3. sırada yer alan Portre beni en çok etkileyen oldu, sürüklendim okurken. Film senaryosu gibi öykü yazmış adam tabi etkilenirler mizahından. Birkaç yeri bana günümüz İnsanını, yapay güzellik algısını, İnstagram yüzlerini, filtrelerini hatırlattı ve bu öyküsünden yola çıkarak, Gogol’un ne denli incelikli bir ruha sahip olduğunu, yaşadığı dönemin insanlarından uzakta, yalın olmayı, kendi olmayı istediğini, insanların değişen yüzlerinin, dönüşen kimliklerinin onu hep rahatsız ettiğini gördüm. “Götürüp gömdüler Akaki Akakiyeviç’i ve Petespurg, kendinde böyle biri hiç yaşamamış gibi onsuz kaldı.” Palto: Gelelim bakalım Rus edebiyatının öncü hikayesi Palto’ya. Sessiz sakin, fakir, kendi halinde bir memur olan Akai Akayeviç’in yeni bir Palto edinebilmek için mücadelesi, insanların ve hayat şartlarının zorbalığı. Bir Paltonun izinde dönemin zorluklarına şahit oluyoruz. “Bir Palto için yüz elli ruble mi “ diye bağıran belki de hayatında ilk kez sesini o zaman yükselten naif Akayeviç’in çaresizliği çaresizliğimiz oluyor. Hikayenin dramatik gerçekliğini ayrı sonlara doğru fantastik bir hâl kazanmasını ayrı sevdim. “Bugün olağanüstü görkemli bir gün i! İspanya’da kral var! Aranılıp bulundu kendisi. Bu kral benim. Ben de bugün öğrendim bunu.” Bir Delinin Anı Defteri: Vurucu etkiyi yapmasını beklediğim hikayeydi, nitekim öyle de oldu. Adım adım deliliğe sürükleniş. Tekrar tekrar okuduğum oldu tirat gibi ilerleyen sayfalarını. Kimi yüksek sesle o denli keyif aldım Gogol’un yazın dili ve anlatımından. Kimi zaman kahkahalarıma engel olamadım. Hem hüzünlendim hem gülümsedim, bu zıt iki duyguyu aynı anda yaşattı bana Gogol. En kısa zamanda tiyatrosunu izlemek istiyorum, Erdal Beşikçioğlu’nun gözünden, büründüğü halleri görmeyi çok arzu ediyorum. Lütfen o günler gelsin artık. :( İspanya’nın kralı benim bir kere :) Rusya’nın havasından mı suyundan mı, bilmem nesinden artık, bu adamlar bu öyküleri nasıl yazmış acaba ??? Amaaann! iyi ki de yazmış. Gogol okuyunuz efenim, tereddüt dahi etmeden okuyunuz. En yakın aralığımda Ölü Canlar’ı okumak istiyorum. Sevgilerimle.
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve FaytonNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201956.2k okunma
·
15 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.