Gönderi

306 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Bir bina… Komşular…Kadınlar, erkekler, çocuklar, genç kızlar ve erkekler…Hepsinin birbirinden kopuk yaşamı aslında hiç farkında olmadıkları kadar birbirine bağlı. Jose Saramago bu kitabı yazarken ne düşünüp de yazdı merak ediyorum. Sanki günümüz insanını anlatıyor. Belki de o zamanlarda başlamıştır insanlar içindeki bu ayrım. Karşı cinsten değil de kendi cinsinden hoşlanmanın yanlışlığı, bir hayat kadını olmanın çevredeki insanların gözündeki yeri, sevmeden evlenmenin hayatı alt üst eden halleri, yaşam amacını bulamama, bir kadın üstünde otorite kurmanın erkek tarafından rahatlamayla karşılanması ve daha niceleri. Hepsi bir ayrım, bir dışlama, ir kendini üstün görme göstergesi. Çatıdaki Pencere bir dönem romanı ya da politik bir roman değil de kişilerin romanıdır. Birçok bölümlerden oluşur ve her bir bölümde de bir başkasının hayatına penceren bakmamızı sağlar. O penceren baktığınızda kimi zaman güçlü bir kadın, kimi zaman hayatın anlamını üzerinde düşünen bir ayakkabıcı, kimi zaman da bir otorite görüyorsunuz. Hepsinin içini sıkan şeyler var. Hayatlarından memnun olmadıkları şeyler. Herkes kendi halinde yaşıyor ve sözde komşuluk ilişkileri kuruyorlar. Herkes her şeyin farkında ama kimse kimseye bir söylemeyi düşünmüyor. Onlar böyle devam ederken ayakkabı tamircisi Syvester’in evine Abel adlı bir genç adam taşınıyor. Bence olayların asıl kilit noktası burası. Abel bu binaya geldikten sonra herkesin yaşamında ufak tefek değişiklikler oluyor. Kimsenin en ufak bir sohbette bulunmadığı bir yabancı nasıl oluyor da birden bu kadar bir değişime sebep oluyor? Belki de insanların içindeki bazı duyguların ve düşüncelerin ortaya çıkması için sadece bir sebep olmuştur.
Çatıdaki Pencere
Çatıdaki PencereJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2021683 okunma
·
75 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.