Saramoge’nin Körlük ve Görmek’ten sonra okuduğum bu kitabında artık yazarın üslubunu anlamış oldum. Körlük ve Görmek serisinde karakterlerin adlarını vermemesinin altında yatan düşünceyi bu kitabında daha iyi anlayacaksınız. Bu kitabı ressam ve yazar olan birinin yolculuğu olarak algılayabilirsiniz. Bunu şu soruyla kendinize de açıklayabilirsiniz? Birey içinde bulunduğu zamanda kendine neler katar? veya birey varoluşunu nasıl tamamlar?
Elbette buradaki yolculuk manevi bir yolculuktur. Bu açıdan bunu Simyacı veya Mantıku’t Tayr ile bir tutabiliriz. Doğru olan nedir? Bireyin doğrusuna inandığı şeyler için her şeyden vazgeçmesi mi? Yoksa toplumun beğenisine göre kendini tamamlayamamış olması mı bir ressamın?
Tüm bu sorulara cevap bulacağınız bu kitap bir sanat tarihi kitabı niteliğinde. Bu tarihten ve tablolardan neler çıkaracağınız ise tamamen size kalmış.