Gönderi

539 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 7 days
Kitabı okumaya başlamadan önce içeriği hakkında bilgi bulamamıştım. Bu yüzden arka kapaktaki bilgiden yola çıkarak dört kişinin arabayla yolculuğa çıkıp felsefi sohbetler edeceği bir roman okuyacağımı düşünmüştüm. Romanı okuyunca bu konuda yanıldığımı gördüm. Romanda bizi kahramanların aynı arabada buluştuğu bir yolculuk beklemiyor. Bunun yerine hayatta çeşitli sıkıntılar çekmiş, toplumun dışında kalmış, dışlanmış, yoksul kişilerin hayat mücadelelerine tanık oluyoruz. Bu karakterler sahneye sırayla çıkıyorlar ve onların yaşadıkları çocukluktan başlanarak şu anki hallerine kadar getiriliyor. Karakterlerimizden ilki olan Miss Mary Hare, insanlardan çok hayvanları, kuşları ve bitkileri sever. Çocukluğunda varlıklı bir ailenin kızıdır. Xanadu adı verilen, çevresine göre fazla gösterişli ve ince zevkle süslenmiş bir evde büyür. Anne babası, Mary’nin yeterince güzel olmayan bir kız olduğunu düşündüğünden ona yeterince ilgi ve sevgi göstermemiştir. Ailenin ekonomik durumu gittikçe kötüleşmiştir. Mary, 1. Dünya Savaşı yıllarında babasını, 2. Dünya Savaşı yıllarında annesini savaşla ilgisi olmayan nedenlerle kaybetmiştir. Geçmişi bu şekilde özetlenen Mary Hare, romanın şimdiki zamanında, artık viraneye dönmüş aile yadigarı evinde “kimsenin hayatında önemli olamayacak kadar yaşlı, çirkin, yoksul” bir halde yaşamaktadır. İkinci karakterimiz Mordecai Himmelfarb, Miss Hare’in erik ağacının dibinde karşılaşıp tanıştığı Yahudi bir göçmendir. Himmelfarb, geçmişe dönerek Miss Hare’e hayat hikayesini anlatır. Kuzey Almanya’da hali vakti yerinde bir tüccar ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. İyi bir eğitim almış, profesörlüğe kadar yükselmiş, eşiyle birlikte mutlu bir şekilde yaşarken Almanya’da Yahudilere karşı uygulanan zulmden nasibini almıştır. Toplama kamına gönderilen Himmelfarb’ın hayat mücadelesi buradan Avustralya’ya kadar uzanmaktadır. Avustralya’da bir fabrikada çalışmaya başlar. İnsanlar onu bir Yahudi olduğu için hor görürler. Üçüncü karakterimiz Mrs. Godbold, orta yaşlı, şişman bir kadındır. Evlidir ve altı kız çocuğu vardır. Çamaşırcılık yapar. Himmelfarb’ın da çamaşırlarını yıkamaktadır. Ana karakterlerimizin sonuncusu olan Alf Dubbo, Himmelfarb ile aynı fabrikada çalışan siyahi bir yerlidir. Bir gün Himmelfarb, fabrikadaki lavaboya gittiğinde tabure üzerinde Tevrat’ın Ezekiel bölümünün açık durumda olduğunu görür. Bunu kimin okuduğunu merak eder ve okuyan kişinin Dubbo olduğunu öğrenir. Böylelikle Dubbo’yla tanışırlar. Daha sonra Dubbo’nun hayat hikayesini öğreniriz. Bir köyde dünyaya gelmiştir, çocuk yaşta çalışmaya başlamıştır, annesi bir “orospudur”, babasının kim olduğunu bilmez, bir rahip tarafından eğitilmiştir. Ressamdır. Romanda Himmelfarb karakteri aracılığıyla Yahudiliğe önemli bir yer verilmiştir. Özellikle Tevrat’ın Ezekiel bölümü hem kitapta açıkça zikredilir hem de dört ana karakter ile Ezekiel’de geçen “dört canlı yaratık” arasında sembolik bir bağ kurulur. Ressam olan karakter Dubbo’nun yaptığı arabalı resim de yine sembolik olarak dört karakterle ilişkilidir. Romanın anlaşılır bir dille yazılmış olsa da ağır ilerleyen bir tempoya sahiptir. Hakkında fazla bilgi bulamadığım ve çok okunan bir kitap olmayan “Arabadakiler”in daha geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmasını umut ediyorum.
Arabadakiler
ArabadakilerPatrick White · Cem Yayınevi · 191736 okunma
·
461 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.