Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

264 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Yazarların bütün beyinli çocuk kitabı öncesinde bağlantı kurmak adına okunması faydalı olabilir. Evet beyinli çocukta ele alınan konuları başlıklar halinde vermek bilgi edinilmesi açısından faydalı olacağına inanıyorum. Bir ebeveyn ya da çocuğun hayatında önemli olan onunla ilgilen kişilerin ( büyükanne, öğretmen) sevgiyle çocuğa yaklaştıklarında beyninde önrmli bağlantı kurabileceği deneyimler yaşamasına fırsat sunulabilir. Bütün çocuklar birbirinden farklıdır ve her koşula uyan tek bir "sihirli çözüm" yoktur. Yapısal ve işlevsel bağlantılar kurması sonucu çocuğun beyninin plastisitesini etkileyerek farklı beyin bölgelerinin birbiri ile iletişim kurması ve işbirliği yapması olumlu sonuçlar alınmasını sağlamaktadır. Bütüncül beyin yaklaşımı önemlidir çünkü esnek, uyumlu, tutarlı, enerjik ve istikrarlı özellikleri biraraya getiren bir yaklaşım içermektedir. İşler istediği gibi gitmediği zaman çocuğun kendilerini daha iyi yönetmesini sağlayan bütünleşik beyin koordineli ve dengeli çalışmakta ve çocuklar kendilerini daha iyi yönetebilmektedirler. Dünyaya tepkisel bir duruşla yanıt vermektense ve içinde bulundukları çevre ve duygularının esiri olmaktansa algılamaya ve almaya açık bir duruş sergileyip çeşitli durum ve güçlüklere karşı nasıl bir yanıt vereceğine karar verme kabiliyetine kavuşmuş olur. Beynin gerçek fiziksel mimarisi yeni bilgiye uyum sağlar, kendini yeniden düzenler ve insanların gördükleri, duydukları, dokundukları, düşündükleri, uyguladıkları ve benzeri deneyimlerine dayanarak yeni nöral yollar yaratır. İlgi nereye yönelirse nöronlar orada ateşlenir ve nöral bağlantılar gelişir. Diğer kitapta da bahsedilen üst beyini geliştirmek gerekliliği bu kitapta da üzerinde durulan bir konu. Bunu çocuğa anlatırken evin üst ve alt katı şeklinde bir tanımlama yapılabilir. Alt kat beyni daha ilkel kısımlarını ( beyin kökü, limbik bölgeler) yani bizim güçlü duygularımız, içgüdülerimiz, sindirim ve nefes gibi temel işlevler içermwktedir. Beynin alt katı çok hızlı çalışır ve çoğunlukla bilinçli olmadan işi yapar. Tepkiselliğimize ve düşünmeden hareket etmemize neden olur. Üst beyin önceden plan yapmamızı, sonuçları düşünmemizi çeşitli yaklaşımları gözden geçirmemizi ve diğer sofistike bilişsel faaliyetleri yönetmemizi sağlar. Aslında bir insanın yirmili yaşların ortalarına gelene kadar üst katın inşaası devam etmektedir. Bu nedenledir ki çocuğumuz ağlama krizine girdiğinde ve uzlaşılmaz bir tutum içindeyse sabrımızı korumak için en temel neden; onun beyni henüz oluşum aşamasında ve zaman zaman bedenini ve duygularını kontrol edemiyor olmalıdır. Bir bakıma onun beyninin üst katı tadilat aşamasındayken siz dışarıdan destek veren bir üst kat beyin rolü üstleneceksiniz. İşte beynimizin üst kat diye adlandırdığımız prefeontal korteks kısmı aktif evet beyin işlevlerinin geliştirilebileceği kısımdır. Bu kısımın geliştirilmesi bütünsel bir şekilde işlev görmesi evt beyin yapısını güçlendirir. Kendini gerçekleşitrmeye yönelik temeller atılmış olur. Çocuklarımızın mizaçlarını ve kimliklerini korumanın ve onlara sıkı sıkı sarılmanın yanında onlara yaşam boyu yardımcı olabilecek becerileri ve kabiliyetleri kazanmaları için birtakım hususları öğretmemiz gerekir. Bu hususlar denge, pdkolojik dayanıklılık, içgörü ve denge olarak dört ana başlıkta toplanmaktadır. Bu hususları verirken üst kat inşaasının devam ettiği gerçeğini gözönünde bulundurmaya devam ederek çocuklarımızdan davranış ve yaklaşım bakımından yapabileceklerinden fazlasını beklememeye de özen göstermek de fayda vardır. Bu hususları tek tek ele akırsak; Dengeli evet beyni; çocukların duygularınu regüle edebilmesi amacıyla alanların renklerle kodlanarak (kırmızı, yeşil,mavi) bu bölgelerde neler olabileceğinin tanıtılmasını içerir. Çocukların kendilerini sakin hissettiği ve bedenleri ile kararların kontrolü elinde tuttukları alan yeşil alanda, üzüldüklerinde korktuklarında kaygılandıklarında kırmızı alanda ve herşeyi kapalı konuma alıp kaskatı kesildiklerinde mavi alanda yer aldıkları anlatılabilir. Kitapta buna ilişkin örnekler var. Duygularını kabul edip kırmızı alandan yeşil alana geçme tahammül pencerelerinin genişletilmesi ile mümkün olabilmektedir. Çocuğun duygusunu görme ve bunu anladığımızı gösteren tepkilerle yaklaştığımızda onu rahatlatabilir ve yeşil alana çekebiliriz. Tıpkı fiziksel rahatsızlıkta olduğu gibi duygusal olarak sıkıntıya düşen çocukla bağlantı kurarak onu anladığımız gösteren beden dili ve empatik bir konuşma ile onu rahatlatabiliriz. Bağlantı kurup onun duygusunun anlaşılması sonucu çocuk kendi duygusunu deneyimleyecek hem de güvenli bir ağ sayesinde yumuşak bir zemine düşecek ve yaşadığı stresle yalnız hissetmeyecektir. Genelde çocuklarımızı ve duygularını ayjpladığımızda ve küçümsediğimizde onlara ne kadar zarar verdiğimizin farkında olmayız. Onların dikkatini dağıtma, duygularını inkar etme ya da basite indirgeme gibi tavırlar sergilediğimizde onları suçlayıp bir de üstüne nasihatler verdiğimizde; kendimizi geri çektiğimizde ya da onları susturup hissettikleri yüzünden utanmalarına yol açtığımızda; çocuklarımızı sağlıklı ve insani duygular içine girdikleri ve içeride hissettiklerini dışa vurarak ifade ettikleri için açıkça cezalandırmış oluruz. Bu durum çocukların duyhularının körelmesine yol açar. Onlara duygularını ve deneyimlerini paylaşmamaları gerektiğini öğretmiş oluruz. Denge oluştururken dikkat etmemiz gereken bir önemli husus bağlantı kurup farklılaşmamaktır. Yani helikopter ebeveyn modundan çıkmamız gerekmektedir. Amacımız onları olumsuzluklardan kurtarmak değil bunu sağlıklı bir boyutta ortaya çıkmasını sağlamaktır. Öğretmenine karşı kendisini savunması ya da bir arkadaşı ile sorununu kendi çözmesi oldukça güçlü bir öğrenme fırsatı olabilir. Bizim bunları onun adına yapmamız ancak onu kırılacak baloncuklu koruma ambalajına sardığımız anlamına gelir ki bu onların hayata duruşlarında daha kırılgan olamalarına ve kendi dengelerini bulmaya ket vurmamıza neden olur. Bırakalım ki kararsızlık, rahatsızlık, cesaretsizlik ve hayal kırıklığı ile boğuşsunlar. Bixim görevimiz zor zamanlarında çocuklarımızla berber yol alıp bağlantı ve mpati içinde kalarak onların hissetmelerinr müsaade etmektir. Çocuklar duygusal denge becerilerini büyük oranda arkadaşlarıyla, krndiliğinden gelişen oyunlarda ve serbest zamanlarında geliştirirler. Bunun için çocukların zamanalarını aktivite ile doldurmak çok da doğru bir yaklaşım olmayabilir. Unutulmalıdır ki en iyi problem çözücüler çocukken bir şeyler inşa etmiş ve bolca oyun oynamış insanlardan oluşmakta. Çocuğa oyuna oynama, araştırma, keşfetme fırsatları sunulması gerekir. Her saniyesi dolu olan bir çocuk bunları yapamaz. Özgürce oyun oynamak programlı spor faaliyetleri ile aynı şey değildir. Dinlenme sürelerinin iyi ayarlanması da önemlidir. Yavaşlamak için yeterli zamanın olması gereklidir. Sağlıklı bir zihin tabağında fiziksel zaman, odaklanma zamanı, oyun zamanı, bağlantı zamanı, sakin zaman, içeride geçen zaman ve uyku zamanı dengeli bir şekilde yer alırsa denge oluşur. Akademik mükemmeliyet ve başarıya diğer her şeyden çok vurgu yaparsak çocuk başka ne yaparsa yapsın yeterince iyi olamayacağını düşüncektir. Kırmızı alanda olduğunu hisseden bir çocuğa egzersiz olarak birelini karnına diğer elini kalbine koyarak nefes alma öğretilerek yeşil alana nasıl geçeceği öğretilebilir. Psikolojik dayanıklılık yeşil alanın genişleterek tahammül becerilerinin kazandırılması zorluklsrı güçlü ve net bir duruş sergileyerek aşabilmeyi sağlayan bir hedeftir. Davranış bir ieltişim biçimidr. O yüzden sorunlu davranışı ortadan kaldırmaya odaklanmak yerine verilen mesajı dinlemek ve anlamsk donra da yeni beceriler geliştirmek işe yarar. Bazen çocukların teşvik edilmeye ihtiyacı olduğu gibş bazen de sarılıp sarmalanmaya ihtiyaçlarının olduğu çocuğu gözlemlerek neye ihtiyacı olduğunun farkedilmesi ile mümkündür. Çocukların güvende, görünür, gönülleri sakin hissetmeleri sağlanması ile dayanıklılık artırılabilir. Akılgözüyle görme becerilerini öğreterek bakış açılarını değiştirerek kendilerini duyguların ve koşulların kurbanı olarak görmemesi öğretilebilir. Örnekler; 1. Beynin zorlandığı noktalarda onu isimlendirmek kaygılı olduğunda kaygı zorbasının omuzlarında olduğunu hayal edip onunla diyalog kurması ona ihtiayaç duyup duymadığının ayrıt ettiğine dair bir konuşma yapmak. 2. Karlı dağ zirvesi metaforu kırmızı alanda olduğunu düşünüp kaygının arttığını hissettiğinde her zaman zirveden panik atak ülkesine gitmek yerine farklı bir beceri geliştirdiğinde güzel bir gün geçirsim ülkesine gittiğinin faekındalığının sağlanması. Karlı dağın yamaçlarındaki yolların beynimizdeki bağlantılar gibi olduğunun açıklanarak dikkatimizi neye verirsek onları ne kadar sık kullanırsak bu bağlnatılar küçülebilir ya da büyür ve güçlü hale gelebilir. Bu bizim başımıza gelen şeyler karşısında verebileceğimiz tepkilerden ve duygularımızı kontrol altına alma yollarından biridir. Bunun içşn zor durumlar kaçınılacak değil olabilecek şeyler olarak görülmelidir. Zorluklar bizi daha güçlü kılabilir. İçgörü; kendi içimize dönüp kendimizi anlama ve öğrendiklerimiz sayesinde iyi kararlar verip hayatlarımızı kontrol altına almamızı sağlayan bir beceridir. İzleyici ve seyirci: seyirci olarak kendini dışardan gözlemleyip değelrendirmek. Durmanın gücüne inanmak ve biraz durarak tepki vermeden önce vereceğiniz tepkileri seçebiliriz. Acıyı yeniden resmetmek ve çocuğa hangi acıyı tercig ettiğini sormak. Kırmızı volkan patlaması metaforu patlama olmadan durmanın önemli olduğunun anlatılması. Kendi duygularını ve tepkilerinin farkında olunması. Sorun olan duyguların kendisi değildir. Kötü olsalar da önrmlidri. Farkında olmadığımızda sorun yaşamaya başlarız. Seyrici olarak durup değerlendirip tepki vermek daha sağlıklı. Empati her birimizin yalnızca ben değil ayrıca birbiri ile ilişkili bir biz'in parçaları olduğumuzu hatırlatan bir bakış açısı. Empati günlük etkileşimler ve deneyimler aracılığıyla öğrenilebilir. Bir başkasının bakış açısını anlamak ve bununla birlikte işleri yolunda koyabilmek adına eyleme geçebilecek kadar önemsemekle ilgilidir. Empati radarını kullanmak. Hikayelerde seyrettiği bir filmde, belgeselde ya da çevrede yaşanılan bir olayda kişilerin ne hissettiğini ve nasıl bir bakış açısının olduğuna dair tahminlerde bulunma ve farkına varmayı içerir. Önemseme ve ilgi gösterme; empatik bir dilin oluşturulması. Görünen davranış ile bize verilen mesajın ayırt edilmesi. Empati kurmanın tavsiye vermekten uzak ve her şeyi yoluna koymak anlamnına gelmediğinin de öğretilmesi önemli. Dinlemek, yanında olmak ve hislerini paylaşmayı içerdiği anlatılabilir. İlgi çemberinin genişletilmesi ile empatinin geliştirilmesi; çovuklatınyakın çevreleri dışındaki kişileri de anlamayı içermektedir. Son olarak tabii ki her zaman çocuklarımızın istediklerini yapmalarına fırsat veremeyebiliriz. Bu kaçınılmaz bir durumdur. Çocuklukta öğrenilen en temel derslerden biridir, her zaman her istediğimizin olmamasını unutmamakta fayda vardır. Bazen de çocuklarımızı zenginleştirmek adına çok çalıştığımız için onların iç dünyalarında neler olup bittiğini görmeyi ihmak edecek kadar yoğun oluşumumuzdur. Bu demek oluyor ki biz, çocuklarımızla birlikte olmak ya da onların gerçekte neye ihtiyaçlarını düşünmek yerine onlar için bir şeyler yapmaya daha çok vakit ayırıyoruz. Bu noktada çocuğun ilgi duyduğu alana yöneltilmesinde bir sakınca yoktur. Yönlendirme yaparken şu iki soruyu aklımızın bir köşesinde tutmakta fayda vardır; ne pahasına ve bu benim için mi gerekli yoksa çocuğum için mi? Çocuklarımızın evet beyni yaklaşımı geliştirmesi için onlara yardımcı olacak iki temel hedefimiz olması gerekir. 1. Her bir çocuğun bizim ihtiyaç, istek ve tasarımlarımızı onlara empoze etmeden;;bşr birey olarak kendilerini gerçekleştirmelerine müsaade etmek. 2. Çocuklarımızın birtakım beceriler geliştirmeye ihtiyaç duyduğu anları gözlemleyip onların bu alanlarda gelişip ilerlemesi için gerekli olan araçları geliştirmek.
Evet - Beyinli Çocuk
Evet - Beyinli ÇocukDaniel J. Siegel · Diyojen Yayıncılık · 2020519 okunma
·
343 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.