Benim için yeri çok özel olan bir kitaptan bahsedeceğim bugün
Bir animasyon filmi vasıtasıyla okuma fırsatına eriştiğim Yürüyen Şato isimli kitabın çok tatlı bir hikayesi var. Bir gün küçük bir çocuk sevgili yazarımızdan yürüyen bir şatoyla ilgili hikâye yazmasını ister ve böylece Yürüyen Şato kitabı ortaya çıkar; hatta bir animasyon olur ve hatta o da yetmez, Oscar ödülü alır (: Dediğim gibi, ilk olarak on üç yaşındayken Trt Çocuk () vasıtasıyla bir akşamüstü animasyonuyla karşılaşmış ve bu rastlayıştan çok ama çok etkilenmiştim. Hayao Miyazaki’nin yapımcılığını üstlendiği bu animasyon tek kelimeyle harikâ ve büyüleyiciydi; her hatırladığımda o ilk izleyişimdeki heyecanı hissederim. Hikâyenin aslı olan kitabından ise ancak üç yıl sonra haberim oldu. Yazarımız eserini oluştururken animelerden ilham almış ve okurken de bu hissediliyor, ne tuhaf (: Animasyonun tadı benim için bir başka olsa da neticede kaynağını kitaptan alıyor ve dolayısıyla kitap da aynı ölçüde muazzam. Öncelikle o atmosfer ve karakterlerin kendine has özellikleri kitabı oldukça özgün, başarılı kılıyor. Büyücü Howl (), Sophie, ateş cini Calcifer, küçük Michael ve Şalgam Korkuluk... Hepsini öyle sevdim ki! Özellikle Howl ve pişirdiği yumurtalar... Animasyondaki tavada omlet sahneleri... Nedendir bilmem, kitapta da filmde de aklımda en iyi yer edinen kısımlar tavada yumurta kırma sahneleriydi
Şu an kitap sanırım satışta değil ve fahiş fiyatlara satılıyor ancak imkanınız olursa mutlaka almanızı, alamıyorsanız bile epub olarak indirmenizi, yani bir şekilde bu enfes kitabı okumanızı tavsiye ediyorum ve elbette izlemenizi de
