Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

432 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Ah Salomé.. Benim Doğu incim, benim üzümlü kekim.
"Gözyaşlarımdan birinin dili olsaydı, derdi ki: Sonunda özgürüm! Yıllardır buraya kapatılmıştım! Bu adam, bu sert, acımasız adam benim akmama bir kez olsun izin vermedi." Hepinize iyi geceler dilerim Dünyalılar. Dünyalılar, ben 14 yıllık okuma serüvenimde nerdeyse ilk defa 400 sayfalık bir kitabı uzun sürede okudum. Daha doğrusu okumak zorunda kaldım annemin ameliyat sürecinden dolayı. Lakin bazı kitapları yavaş yavaş okumak ne kadar da etkileyici bir şeymiş onu öğrendim. Günler süren okuma maratonunda kitabı adeta yaşıyorsunuz. Film seyredir gibi günübirlik değil , tıpkı bir dizi gibi yaklaşık iki hafta süren bu kitabı sizlerin de ağır ağır okumanızı isterim. Zira kitap ilgi isteyen bir kitap. Şimdi gelin biraz kitaptan bahsedelim. Daha önce de kaç kez dile getirmiştim. Yazardan okura uzanan ve sözcüklerden oluşan görünmez bir merdiven vardır. Okur, bu merdivenlerden geçerek yazara ulaşır; onun dünyasını anlar, eserini içselleştirir. Yazar da aynı merdivenden geçerek sözcüklerle yarattığı kurmaca dünya içinde okurun yüreğine dokunmayı başarır. Bu, inanılmaz bie serüvendir. Eğer okur ile yazar, buluştukları metinde yürek diliyle konuşup anlaşırlarsa o noktada "edebî ve ebedi" bir dostluk başlamış demektir. Nitekim bu kitap bu konuda bize her şeyi özetliyor. Dünyalılar, ben felsefeye çok hakim olan birisi değilim. Ilerleyen yıllarda atılmayı düşündüğüm bu dal için pek derinlemesine bilgiye sahip değilim. Daha çok edebiyatçı kimliğiyle yorumlayacağım kitabı. Dünyalılar; kitap Nietzsche’nin hayatını ve düşüncelerini analiz ederek okuyucuya yansıtan felsefik bir romandır. Kitabın ana fikrinde ümitsizlik yer almaktadır. Olaylar, psikanalizin henüz ortaya çıkmadığı 19. Yüzyıl'da, Viyana’da geçmektedir. Kitapta, Josef Breuer, Sigmund Freud, Lou Salome gibi dönemin ünlü kişilerine de yer verilmektedir. Bu ünlü ve gerçek kişilerin bilimsel ve felsefik görüşleri Nietzsche ile kurgulanarak ortaya gerçek/kurgusal bir roman çıkarılmıştır. Bu kitap, son zamanlarda okuduğum en muhteşem kitap. Ünlü Psikiyatrist Irvin D. Yalom tarafından kaleme alınan kitap, 1880’li yılların Avrupası’nda Dr. Josef Breuer ve Prof. Friedrich Nietzsche arasında geçen tedavi sürecini konu alıyor. Irvin D. Yalom’ın kullandığı üslup son derece açık, akıcı ve yetkin. Kitaptaki hemen hemen tüm kişiler gerçek; fakat hikâye yazarın kurgu gücüyle gelişiyor. Kitabın ana kahramanlarından Dr. Breuer ve Sigmund Freud, histeri hastaları Anna O. (takma adıyla) üzerinde geliştirdikleri “baca temizleme” yöntemiyle 1880’li yılların Viyanası’nda psikoterapinin tohumlarını atmaktadırlar. O zamana dek “İnsanca Pek İnsanca”, “Çağa Aykırı Düşünceler”, “Tan Kızıllığı” ve “Şen Bilim” adlı kitapları yayınlanan, çağının ötesinde fikirlere sahip aykırı bir filozof olan Prof. Friedrich Nietzsche ise yaşadığı ağır migren hastalığı nedeniyle zorlu bir hayat sürmektedir. Günün birinde Prof. Nietzsche genç bir şaire âşık olur: Lou Andreas Salome. Bağlanmayı reddeden, özgürlüğüne düşkün bir kadın olan Salome, Nizetsche’ye o ve dostları Paul Ree ile birlikte üçlü bir ilişki yaşamayı teklif eder. Nizetsche ise; bu üçlü ilişkiyi başta kabullenir, sonra ise duygularına yenik düşüp âşık olduğu kadına evlenme teklifi eder. Fakat Lou Salome Nietzsche’yi reddeder. Bu olaydan sonra Nizetsche, başta Lou Salome olmak üzere bütün kadınlara karşı öfke ve nefret duymaya başlar. Kitapta bahsi geçen bu ilişkiler gerçekte de 1880’li yılların Avrupası’nda yaşanmıştır. Kurgu ise şurada başlıyor: Nizetsche’den ardı arkası kesilmeyen nefret mektupları alan ve büyük bir endişeye kapılan Lou Salome, Viyana’nın ünlü doktoru Josef Breuer’un kapısını çalar ve ondan Nizetsche’yi iyileştirmesini ister; fakat iyileştirmesini istediği şey, Nietzsche’nin görme kaybı ya da migreni değil, onu ölüme sürüklemekte olan ümitsizliğidir; çünkü Nizetsche Lou Salome’a yazdığı son mektuplarda intihar fikrinden bahsetmektedir. Gerçekte Dr. Breuer ve Prof. Nietzsche hiç karşılaşmamıştır; fakat kitapta birbirlerinin hem hastası hem de doktoru olurlar. Tedavi etmeye çalıştıkları fiziksel ve ruhsal hastalıkları üzerinde geliştirdikleri yöntemleri okuyucuyu da iyileştirir nitelikte bir reçetedir diyebiliriz Dünyalılar. Prof. Nietzsche ve Dr. Breuer arasında gerçekleşen felsefe sohbetleri, psikolojik analizler ve özgürlük arayışları ile gelişen hikâyede, hayata dair birçok öğretici deneyim ve fikir yer alıyor. Kendi yolunu çizmekte olan herkesin müthiş kazanımlar elde edeceği kitapta, Nietzsche’nin “üstün insan ideası” ve bu uğurda göze aldığı uzun ve zorlu yol resmediliyor. Başta da belirttiğim gibi felsefeye pek fazla hakim olamadığım için durumu sizlere bu şekilde özetleyebildim. Dünyalılar aranızdan kitapta çok sevdiğim bir alıntıyı sizlerle paylaşarak ayrılmak istiyorum. Selametle kalın, kitapla kalın. "Belki de sevdiğiniz insanları düşünmektesiniz; ama daha derinlere inin.. Sonunda, sevdiğinizin onlar olmadığını göreceksiniz. Siz, bu sevginin içinizde yarattığı duyguları seviyorsunuz. Siz arzuyu seviyorsunuz, arzu edilen şeyi değil.."
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352,5bin okunma
··
546 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.