Dostoyevski sürgün ve zorunlu askerlik görevini bitirmesinin ardından 1859 yılında yazdığı Stepançikovo Köyü isimli eseriyle karşımıza çıkıyor. Rusya'daki bu köy; bilgisiz ama oldukça iyi kalpli, saf kahramanımız Albay Yegor İlyiç'e miras kalmıştır. Stepançikovo köyünde yaşayan kişilerin bilgisiz ve garip insanlar olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bilgili kişileri sürekli takdir eden Albay, köylülerin bir şeyler öğrenmesi adına Foma Fomiç ismindeki kişiyi evine alır. Bütün köylü büyülenmiş gibi Foma'nın iki dudağının arasından çıkacak kelimeye bakar. Foma kısa sürede başta Albay olmak üzere tüm köy ahalisini etkisi altına alır. Foma, Albay'ın iyi niyetini fırsat bilip geçmişte yaşadığı hor görülmelerinin acısını ondan çıkarmaya başlar. O andan itibaren köyde işler çığrığından çıkar. Albay çıkmaza girdiğinin farkındadır ama elinden hiçbir şey gelmez, o an yeğeni Sergey'e mektup yazarak acil köye çağırır. Sergey aciliyetin sebebini merak ederken köye adım atar atmaz ilk olarak Foma'nın köylülere yaptığı zulmü duyar. Dayısının malikanesine geldiğinde ise Foma'nın çoktan kontrolü ele geçirdiğini gören Sergey, o andan itibaren yaşadığı şoku ve olayların devamını kendi ağzından bizlere anlatır. Kitabın içeriğine çok fazla girip spoiler vermek istemiyorum o yüzden burdan sonrasını sizin okuyarak bilgi sahibi olmanızı yeğlerim. Bir Dostoyevski romanının daha sonuna gelirken yazarımız insanın iktidar isteği, hırsları, ihtiraslarını ortaya koymuş. Son kısımları biraz aceleye getirilmiş ama buna rağmen eleştiri almayacak kadar büyüleyici bir eser olduğunu düşünüyorum. Sakin sakin okumanızı tavsiye ederim.

Stepançikovo KöyüFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,667 okunma

·

84 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Muhammed Öğüt