Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Gönderi
Başlangıç 2 Mart - Bitirme 20 Mart
İlk cilti martın ikisinde okumaya başladığım ve on ikisinde 857 sayfayı bitirdiğim, on ikisinde de ikinci ciltine başlayıp cumartesi akşamı yani yirmi martta 837 sayfasını bitirdiğim toplamda 1694 sayfa olan Victor Hugo’nun tadı insanın yüreğine oturan romanı... Fantine gibi bahtsız bir kadın, sevip terk edildiği aşkından olan Cosette adlı kızını çalışmak için giderken bir han işletmecisi olan aileye yani Thenardier’lere bırakır. Karı koca açık gözlü olan bu aile zamanla Fantine’in kızına bakmak için daha çok para gerektiğini, kızın hasta olduğunu söylerler.. Fantine genç bir kadın, çalışsa da bu açgözlü ailenin istediği parayı denkleştiremeyince önce güzel dişlerini satar, sonra saçlarını satar, en sonunda da bedenini satmaya başlar. Velhasıl günlerden biri zengin bir adam Fantine yolda yürürken alay etmek için sırtından aşağı kar boşaltır... Olaylar burada başlar, Dehşetli bir polis memuru olan Javert kadını bir soyluya saldırdığı için tutuklarken - kürek mahkumu olan Jean Valjean burada ortaya çıkar. Jean Valjean’ın ismi o kadar değişir ki Mösye Madleine, Madlen Baba denir, küçükken kız kardeşinin çocuklarını doyurabilmek için bir fırından ekmek çalan Jean, cezaevinde kalır. Kürek mahkumluğu cezası alır. Sonrasında da kaçar buradan. Bir gün bir piskopos’un evine misafir olur, piskopos o kadar iyi biridir ki Jean’ın karnını doyurur, ona iyi bakar kaldığı sürece lakin Jean bir gece herkes uyurken piskopos’un gümüş eşyalarını çalar. Yakalanır jandarmalar tarafından ve piskopos’un evine geri getirilir. Piskopos ise iki gümüş şamdanı neden almadın, onlar da senindi deyince jandarmalar Jean’ın hırsızlık yapmadığını anlar, oysa piskopos iyi kalplidir ve çalmasına rağmen (bu dünyada hiçbir şey bizim değil, her şey tanrının) felsefesiyle hareket eder jandarmalara onu bırakın, eşyaları ona ben verdim satması için der. Zaman böyle geçtikte Jean kılık değiştirir, belediye başkasını olur, Fantine’e rastladığı zaman belediye başkanıdır. Fantine hastayken öleceği zaman kızının yerini söyler, Jean ise ona bakacağını, kendi kızı gibi büyüteceğini söyler. Jean o kızı bulur, Cosette hanın içinde temizlik yapmaktayken işletmecinin kızları bolluk içinde yaşamaktadır. Jean cosette’yi birkaç gün sonra alır. Ona giysiler oyuncak bebekler alır. Onu kendi kızı gibi büyütür. Kürek mahkumu olduğu anlaşıldığında sürekli ev değiştirir, cosette’i de götürür yanında. Böylelikle COSETTE BÜYÜR. Eğitimli, güzel bir kız haline gelir. Bir gün babasıyla yani Jean’la parkta gezintiye çıkmışken, dedesinin zenginliğine karşı çıkan, bir cumhuriyetçi olan, devrimci Marius, parkta bu kızla karşılaşır. Aşk başlar hem de ilahi bir aşk. Cosette’in ona bakışı gülüşü, Marius’un içi alevlenir. Her gün parka gelir Cosette’i görmek için ama Jean durumu anlamış, kızı gibi baktığı Cosette’in sonunun annesi Fantine gibi olmasını istemediği için o parka bir daha gitmemiş ve evini değiştirmiştir. Jean’ın peşinde olan Javert, bir ayaklanma sırasında devrimciler tarafından yakalanır lakin Marius’un bir sene sonra bulduğu Cosette’e bir mektup getiren çocuk mektubu Jean’a verir. Jean devrim olduğunu, Marius’da orada olduğunu anlar bu mektuptan. Güzelce giyinir ve ayaklanmaya da o da karışır. Ama kimseyi öldürmez, attığını vurabilen Jean sadece korku yaymak için karşısındaki askerlerin şapkalarına nişan alır, Javert’i öldürmeye sıra gelir. Herkes kendi arasında öldürmek için atılırken, Jean onu bana bırakın der. Elleri kolları bağlı polis memurunu bir sokağa götürür, iplerini çözer ve onun kaçmasına yardım eder. O kadar iyi gönüllüdür ki kendisini tutuklamak için iz süren polisi öldürmek yerine serbest bırakır. Sonra da havaya bir el ateş ederek öldürdüğünü söyler devrimcilere. Zamanla jean ve Javert yine yanyana gelir, jean yakalanacağını anlar ama sırtında yaralı devrimci Marius taşımış ve onu baygınlıktan kurtarmak isterken Javert, Jean’ı görür. Onu evine kadar götürelim sonra kızıma veda edeyim beni o zaman yakala der. Javert de bu teklifi kabul eder. Yaralı adamı götüren sonra da kendi evine girerken istersen sen de gel kaçmam merak etme diyen Jean’a - Javert’in cevabı şu olur dışarıda bekliyorum git kızına veda et. Yalnız beş dakika sonra Jean dışarı çıktığında Javert ortada yoktur. Çünkü kendi hayatını birkaç kez kurtaran, öldürebileceği anlarda bile kendisini serbest bırakan bu suçluyu o da artık serbest bırakmıştır. Ve ardında bir mektup bırakarak intihar eder Javert. Marius ile Cosette evlenir, yalnız kalan yalnız başına yaşamayı seçen Javert ise ölür cosette ile marius’un mutluluğunun yanında... sefilleri çok severim, gerçek bir hayatın içinden böyle bir roman, kurgu değil gerçektir. Okuyanı zaman zaman değil gerçekten de hüzne boğar her bölümde.
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.