Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

CAHİT SITKI TARANCI'YA CEVAP...
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim. Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim; Yalandır kaygısız olduğum yalan. Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız; Hatırası bile yabancı gelir. Hayata beraber başladığımız, Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir; Gittikçe artıyor yalnızlığımız. Gökyüzünün başka bir rengi varmış! Geç farkettim taşın sert olduğunu. Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış. Ayva sarı nar kırmızı sonbahar! Her yıl biraz daha benimsediğim. Ne dönüp duruyor havada kuşlar? Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim? Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar? Neylersin, ölüm herkesin başında. Uyudun uyanamadın olacak. Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak, Taht misali o musalla taşında. CAHİT SITKI TARANCI'YA CEVAP... Yaş otuz beş yolun yarısı değil... O senin zamanındaydı TARANCI. Yollarımızı, yaşlarımızı şaşırdık Ne doğuşu belli güneşin, ne batışı Ar damarı çatladı, değişti kalp atışı Yitirdik ne varsa güzelden yana Bozuk para gibi harcıyoruz birbirimizi Doğru olanı terk ettik, yanlışa saptık Kardeş kanına buladık ellerimizi Kimse kurtaramaz TARANCI Kimse bizi... Zamansız yağıyor şakaklara kar Mor halkalar koyu, çizgiler derin İçimizde özlemi güzel günlerin Sana dost olan aynalar bize yabancı Genç ile ihtiyar farksız şimdi TARANCI. Sular daha çabuk boğmakta insanları Gökyüzündeki renkler daha başkalaştı Ateş daha çok yakıyor benliğimizi Dert üstüne dert, acı üstüne acı Kıyamet kopacak Kopmalıdır da TARANCI. Mevsimler değişti bir bir Ne kışın kış olduğu belli Ne yazın yaz Cenazeler, tarumar olmuş bahçeler O kadar çoğaldık ki TARANCI Üzüntüler bir anlık Gözyaşları yalancı. Senin dediğin taht misali o musalla taşına Koymaya değmez oldu insanlar İstemez bundan böyle toprak bizi Ellerimiz harama Dilimiz yalana alıştı İnsanlıktan uzak kıldık kendimizi Kimse kurtaramaz TARANCI, kimse bizi. Bedirhan GÖKÇE. youtu.be/53I2kR-9qak
··
134 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.